Oysa Alinur Aktaş, o kadar mahallenin çocuğu o kadar doğal ki, yaptıklarında da açıklamalarında da öyle bağnaz bir siyaset yürütmüyor.
Son olarak Büyükşehir Belediyesi’nin Temmuz ayı oturumunda 30 Ağustos Zafer Bayramı üzerinden Aktaş’a hem CHP hem de İYİ Parti adeta savaş açtı.
Aktaş’ın sözleri çarpıtılarak, üzerinden algı operasyonu yapılmaya çalışıldı.
Bitti mi hayır bitmedi…
Ancak bu tartışmalar olumlu bir adım da yol açtı…
Bu tartışmaların ardından Nilüfer Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı için program yapacağını duyurdu. İsabet oldu.
Malum 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri genel olarak az katılımla ve resmigeçit töreniyle sınırlı kalıyordu.
Bu kez ciddi bir katılımla bayram kutlaması yapılmasına da vesile oldu bu tartışmalar.
Ancak CHP zihniyetinin şekilciliğini burada da görüyoruz. Bayram etkinliğini sadece şekilciliğe indirgeyen bir program açıklandı.
Nilüfer Belediyesi İbrahim Yazıcı Stadyumu’nda 7835 kişiyle Türkiye haritası oluşturacak.
Muhtemelen bir firma ile bu koreografi gerçekleştirilecek.
Ne kadar anlamlı tartışılır.
Bayram kutlamasını sadece insanları sıraya dizerek harita oluşturmak, heykel önünde saygı duruşu yapmak zanneden bir yapıdan başka bir atılım beklemek de zaten şaşırtıcı olmaz mı?
Programın kalan bölümü de konser, şiir dinletisi, halk dansları gösterisi şeklinde…
Oysa o büyük zaferi daha anlamlı etkinliklerle kutlamak mümkünken…
Bu topraklarda bayramlarımızı töremizin geleneklerimizin tarihimizin ışığında kutlamak pekala mümkün…
Sadece şekilci bir yaklaşımla kutlanan bayramların ya da özel günlerin halka ulaşmadığı ulaşamadığı da ortada.
Her şeye rağmen Nilüfer Belediyesi’nin 30 Ağustos bayramda resmi törenler dışında bir etkinlik oluşturması da önemli bir adım.
Umarız gelecek yıllarda şekilciliğin önüne geçen gerçek anlamda zaferi hissettirecek etkinliklerle bu büyük zaferi kutlamak nasip olur…
Allah’ın emanetine ihanet eden…
Avukat Esat Söğütlü, kendi sosyal medya hesabından kadına şiddet konusunda fikirlerini yazdı.
Çok etkileyici bir dille yaşanan dramatik durumu ve çözüm önerilerini sıralayan Esat kardeşim, hepimizin üzerine düşen görevleri, yapılması gerekenleri tane tane yazdı.
O ibretlik yazıyı paylaşalım:
“Ulusal basında yer alan kadına karşı şiddet olaylarını dehşet içerisinde izliyoruz.
En son bir annenin evladı önünde eski kocası tarafından bıçaklanmasına ve sonrasında “Ölmek istemiyorum.” yakarışlarına hepimiz vicdanımız parçalanarak şahit olduk.
Bu şiddete ancak ve ancak evlatlarımızı eğiterek son verebiliriz. Oğullarımıza; “ Kadınlarla uğraşmanın, kadınlara karşı gerek maddi gerek manevi şiddet uygulamanın ancak ve ancak iktidardan ve adamlıktan uzak kişilerin işi olduğunu anlatmalıyız.
Etrafınıza bir bakın; ne kadar kadına şiddet uygulayan erkek varsa hepsinin adam müsveddesi, aciz, hırslı ve karakter olarak sağlıklı olmayan bireyler olduğunu göreceksiniz.
Kadınlar bizlere Allah’ın emanetidir. Allah’ın emanetine ihanet eden yarın devlete de bayrağa da ve hatta insanlığa da ihanet eder.
Bu yazıyı iki kız evlat babası adayı olarak paylaştım. Sizler de okurken kendi canınızdan çok sevdiğiniz annelerinizi, bacılarınızı ve kız evlatlarınızı gözünüzün önüne getirerek okuyun.”
---------------
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Alpaslan Yıldız
30 Ağustos ve Nilüfer!
CHP, Bursa’yı kaybetmenin hırsıyla Aktaş’ın üzerine oynuyor. Konuşmaları açıklamaları çarpıtılarak Aktaş’ı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Oysa Alinur Aktaş, o kadar mahallenin çocuğu o kadar doğal ki, yaptıklarında da açıklamalarında da öyle bağnaz bir siyaset yürütmüyor.
Son olarak Büyükşehir Belediyesi’nin Temmuz ayı oturumunda 30 Ağustos Zafer Bayramı üzerinden Aktaş’a hem CHP hem de İYİ Parti adeta savaş açtı.
Aktaş’ın sözleri çarpıtılarak, üzerinden algı operasyonu yapılmaya çalışıldı.
Bitti mi hayır bitmedi…
Ancak bu tartışmalar olumlu bir adım da yol açtı…
Bu tartışmaların ardından Nilüfer Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı için program yapacağını duyurdu. İsabet oldu.
Malum 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri genel olarak az katılımla ve resmigeçit töreniyle sınırlı kalıyordu.
Bu kez ciddi bir katılımla bayram kutlaması yapılmasına da vesile oldu bu tartışmalar.
Ancak CHP zihniyetinin şekilciliğini burada da görüyoruz. Bayram etkinliğini sadece şekilciliğe indirgeyen bir program açıklandı.
Nilüfer Belediyesi İbrahim Yazıcı Stadyumu’nda 7835 kişiyle Türkiye haritası oluşturacak.
Muhtemelen bir firma ile bu koreografi gerçekleştirilecek.
Ne kadar anlamlı tartışılır.
Bayram kutlamasını sadece insanları sıraya dizerek harita oluşturmak, heykel önünde saygı duruşu yapmak zanneden bir yapıdan başka bir atılım beklemek de zaten şaşırtıcı olmaz mı?
Programın kalan bölümü de konser, şiir dinletisi, halk dansları gösterisi şeklinde…
Oysa o büyük zaferi daha anlamlı etkinliklerle kutlamak mümkünken…
Bu topraklarda bayramlarımızı töremizin geleneklerimizin tarihimizin ışığında kutlamak pekala mümkün…
Sadece şekilci bir yaklaşımla kutlanan bayramların ya da özel günlerin halka ulaşmadığı ulaşamadığı da ortada.
Her şeye rağmen Nilüfer Belediyesi’nin 30 Ağustos bayramda resmi törenler dışında bir etkinlik oluşturması da önemli bir adım.
Umarız gelecek yıllarda şekilciliğin önüne geçen gerçek anlamda zaferi hissettirecek etkinliklerle bu büyük zaferi kutlamak nasip olur…
Allah’ın emanetine ihanet eden…
Avukat Esat Söğütlü, kendi sosyal medya hesabından kadına şiddet konusunda fikirlerini yazdı.
Çok etkileyici bir dille yaşanan dramatik durumu ve çözüm önerilerini sıralayan Esat kardeşim, hepimizin üzerine düşen görevleri, yapılması gerekenleri tane tane yazdı.
O ibretlik yazıyı paylaşalım:
“Ulusal basında yer alan kadına karşı şiddet olaylarını dehşet içerisinde izliyoruz.
En son bir annenin evladı önünde eski kocası tarafından bıçaklanmasına ve sonrasında “Ölmek istemiyorum.” yakarışlarına hepimiz vicdanımız parçalanarak şahit olduk.
Bu şiddete ancak ve ancak evlatlarımızı eğiterek son verebiliriz. Oğullarımıza; “ Kadınlarla uğraşmanın, kadınlara karşı gerek maddi gerek manevi şiddet uygulamanın ancak ve ancak iktidardan ve adamlıktan uzak kişilerin işi olduğunu anlatmalıyız.
Etrafınıza bir bakın; ne kadar kadına şiddet uygulayan erkek varsa hepsinin adam müsveddesi, aciz, hırslı ve karakter olarak sağlıklı olmayan bireyler olduğunu göreceksiniz.
Kadınlar bizlere Allah’ın emanetidir. Allah’ın emanetine ihanet eden yarın devlete de bayrağa da ve hatta insanlığa da ihanet eder.
Bu yazıyı iki kız evlat babası adayı olarak paylaştım. Sizler de okurken kendi canınızdan çok sevdiğiniz annelerinizi, bacılarınızı ve kız evlatlarınızı gözünüzün önüne getirerek okuyun.”
---------------