SON DAKİKA
Hava Durumu

650 çalışan nasıl yetmez?

Yazının Giriş Tarihi: 07.03.2020 21:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.03.2020 21:19

CHP’li Mudanya Belediyesi’nde yaklaşık 650 kişi çalışıyor. Bütçedeki çalışan maaş payı yüzde 40’ın üzerinde. Yani bütçenin yarısı maaştan oluşuyor. 
Bu nedenle belediye yeni personel alamıyor. Çünkü zaten yasal sınırı aşmış durumda. O halde hülle yoluna gidilecek. 
Mudanya’nın nüfusu 100’in altında olduğu için ikinci şirketi kuramıyor. Ancak var olan bir şirketi hibe olarak alabiliyor. 
İşte Cuma günü yapılan belediye meclis toplantısında bu konu gündeme geldi ve kabul edildi. Yani Mudanya Belediyesi’nin ikinci bir şirketi oluyor. Buradan personel istihdam edecek. 
Belediyeye yakın kaynaklara sordum. 650 personel nasıl olur da yetmez. 
Cevap belediye binasındaki masa başındaki personel sayısı çok fazla, Yeni Mahalle Kültür Merkezi’nde de keza durum aynı ancak sahada çalışacak personel sayısında ciddi sıkıntı var. 
Yani büro personeli çok saha personeli yok. Bunun bir tane mantıklı açıklaması olacaktır. Personeli siyaseten aldığınız zaman sahaya süremiyorsunuz. 
Bu aslında sadece Mudanya’nın sorunu değil. 


Tüm ülkenin sorunu. Herkes kurtuluşu kamu kurumlarında aradığı için siyasetçiler de bu durumu kullanıyor. 
Seçim öncesi herkese iş vaad ediyor. Sonrasında bir sürü insan hiçbir işe yaramamasına rağmen belediye kadrolarını şişiriyor. 
Bunun çözümü net olarak belediye kadrolarını belirlemekten geçiyor. Belediyelerin her istediği anda büro personeli vs almasının önüne geçmek gerekiyor. 
Standartlar belirlenerek bu konu çözüme ulaştırılmalı. Aksi halde yakın bir gelecekte belediyeler sadece personel maaşı ödeyecek kurumlar haline gelecek. 
Bu durum sürdürülemez bir durum. 
Hem belediyelere alınan personel açısından hem de belediyeler açısından. Her belediye değişiminde bir sürü personel işinden oluyor yerlerine yenileri alınıyor. 
Meslek gerektirmediği için bu insanlar yaşları ilerliyor ve meslek öğrenmek yerine bürolarda sadece maaş alarak zaman geçiriyorlar.
 Sonrasında da iş bulma noktasında sıkıntı yaşıyorlar. 


Keza belediyelerde hem saha işlerini yürütemiyor hem de bütçesini sadece bu alanda kullanmak zorunda kalıyor. 
----------------------------------
DAĞ-DER’de kriz bitmiyor…

Hiç şüphesiz Bursa’nın en önemli sivil toplum kuruluşlarının başında geliyor DAĞ-DER. Ancak mevcut yönetimin yetersizliği yüzünden her gün irtifa kaybediyor. Ufacık bir eleştiriyi bile hazmedemeyen ve derneği kendi kişisel çıkarları için kullanmak isteyen mevcut yönetim ne içindeki kavgayı bitirebiliyor ne de asli görevi olan dağ yöresi ve insanına hizmet edebiliyor. 
Kendi sayfalarından utanmazca ve terbiyesizce argo ağızla sözüm ona eleştirilere cevap verip, hakaret etmeye kalkıyorlar. Nasıl da oraya yakışmadıklarını dosta düşmana gösteriyorlar. Tabi bu terbiyesizliklerinin hesabını hukuk önünde verecekler. Ancak bir kez daha altını çizelim. DAĞ-DER bu yapıya teslim edilmeyecek kadar değerli bir yerdir. DAĞ-DER yönetimine giren insanların belli bir seviyesi ve duruşu olur. Öyle argo jargonla hakaret ederek bu kurumu temsil edemezsiniz. Aynaya bakın ve kendinizden utanın varsa utanmanız.


Buyurun daha önceki yönetim kurulu üyesine bugünkü yönetim kurulu üyesinin yaptıkları ve aldığı cevap… 
Ömer Aydın’ın sosyal medyadan paylaştığı açıklama aynen şöyle: 
“DAĞDER senin özel mülkün değil Aydın Özdemir. ❗ Mevcut DAĞDER yönetimimde Genel Başkan Vekili vasfıyla görev yapan Aydın Özdemir'e soruyorum; Benimle ilgili ne gibi bir karın ağrın var ki beni ne zaman görse adeta şeytan çarpmışa dönüyor. Kaldı ki protokol kurallarını ve nezaketini bilmeyen Özdemir, çok defa şahit olduğum DAĞDER Yöneticisine yakışmayacak davranışlarda bulunduğunu biliyorum. Örnek, gerçekleştirilen ziyaretlerde ve misafir kabullerinde şahsi kartlarını dağıtarak kişisel PR yapması ne kadar doğru. Bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Öncelikle DAĞDER'in tüm dağlıların evi olduğunu belirterek, söz konusu yöneticinin üstlendiği göreve yakışmayan ve şahsıma yönelik tavırlarını sıralayarak bilginize sunuyorum. Bir süre önce "DAĞDER'DE ÇATLAK ÇITLIK SESLER" başlıklı bir yazı kaleme almıştım ve neticesinde DAĞDER Başkanı başta olmak üzere bazı yöneticiler yönelttiğim sorulara cevap vermek yerine şahsıma yönelik karalama paylaşımları yapma yoluna gittiklerini hayretle izledim. En önemlisi de DAĞDER yönetimine giremediği, yok efendim menfaat için bu yönetimi yıpratmak için yazıları yazdığımı iddia ettiler. Lakin benim yazdığım yazının içeriği çok somut bilgilere dayalı olduğu aşikar. Yönetime girme konusunda da daha önce DAĞDER Onursal Başkanı Prof. Dr. Ali Kaya'ya girmek istemediğimi söylediğimi belirttim. Aksini iddia eden varsa her türlü yüzleşmeye de hazırım. Gelelim Aydın Özdemir vakasına, malum kapalı spor salonunda bir yardım gecesi yapıldı bende yönettiğim Dağ Havası sayfasında yayınlamak üzere sahne önünde çekim yaparken Yönetici Aydın Özdemir yanıma gelerek, 'işiniz bittiyse sizi dışarı alalım' dedi. Bende kendisine asla hakaret içermeyen oldukça sert bir tepki verdim işimi yaptığımı ve kendisinin beni dışarı çıkarma gibi bir hakkı olmadığını söyledim. Buna rağmen gecenin anlam ve önemine binaen eleştiri hakkımı saklı tuttum. Zira geceyle ilgili bir çok şaibeli haberler kulağımıza geldi ve medyada yer aldı. Yayıncılık sorumluluğu gereği DAĞDER'in imajına zarar verir düşüncesi ile hiç bir olumsuz yorum yapmadım. Lakin eleştiriye hiç tahammülü olmayan mevcut yönetimin bazı görevlileri şahsıma yönelik düşmanca bir tavır takınarak kendilerince beni kamuoyunda DAĞDER'e zara veren biri olarak lanse etmeye çalıştılar. Ancak ben her zaman DAĞDER'in yörenin göz bebeği olduğunu ısrarla vurguladım. Bardağı taşıran son damla ise geçtiğimiz günlerde DAĞDER Genel Merkezinde yapılan Keles Köy Dernekleri toplantısında gerçekleşti. Tolantını olacağını bildiğim için DKM ye giderek alt salonda beklemeye başladım. Amacım Keles Köy Derneklerinden bir yöneticisi görerek toplantıya katılma isteğimi iletmekti. O vakitte yine Genel Başkan Vekili olan başka bir yönetici İsmail Aydoğdu dışarıdan gelerek selam verip yukarıya çıktı. 2 dakika sonra yukarıdan inen yönetici Aydın Özdemir yanıma gelerek toplantının özel olduğunu söyleyerek benim DKM yi terketmemi söyledi. Bunun üzerine bende Keles Köy Derneklerinin buna karar vereceğini belirterek kendisinin beni yada başka bir DAĞDER üyesini buradan kovma yetkisinin olmadığını söyledim. Tepkimi görünce yukarıya yönelip, 'Başkanım Ömer Aydın gelmiş aşağıda diyerek Genel Başkan Yaşar Türk'e şikayet etti. Sonrasında Başkanın' polis çağırın, 155 İ arayın gibi seslerini duydum ki tam bir komedi. Neyse ki Keles Köy Derneklerinden bazı çok sevdiğim yönetici arkadaşlarımın ricası ile oradan ayrıldım. Çünkü benim yüzümden Keles Köy Dernekleri toplantısı amacından sapacaktı. Şahsımı toplantıya davet eden Keles Köy Dernekleri Yöneticilerine teşekkür ederken DAĞDER'e yakışmayan yönetici profillerinin istifa etmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendileri aksini düşünüyorlar olabilirler bu durumda bunca dedikodunun ayyuka çıktığı bir dönemde acil olarak güven tazeleme yolunu seçmelidirler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.