Şehir Gazetesinde yazmaya başlayalı iki yıl olmuş, iki yıl önce yazdığım ilk yazının başlığı “Tepetaklak”
Tepetaklak EduardoGaleano’ nun kitabının adıydı ve kitapta özetle;
“Günümüzün tersine dünyasında evrensel barışı en çok gözeten ülkeler,
En çok silah üreten ve diğer ülkelere en çok silah satan ülkelerdir;
En itibarlı bankalar, en çok uyuşturucu parası aklayan ve en çok çalıntı para saklayan bankalardır;
En başarılı endüstriler, gezegeni en çok zehirleyenlerdir; çevrenin korunması onu yok eden şirketlerin en parlak işidir;
En kısa zamanda en çok insanı öldürenler, en az işle en çok parayı kazananlar diyor,Galeano
İnanın bu tepetaklak dünya aynen devam ediyor, şöyle ki;
“Muhalifler” görmezden gelse de Diyarbakır HDP binası önünde 1000 günü aşkındır devam eden annelerin nöbeti devam ediyor
Hatta 1000. Gün de bir yürüyüş yaparak ve sayıları artarak devam ediyorlar nöbete
Sanırım dünya tarihinde ilk defa bir partinin en önemli il binası sivil bir hak arayıştan dolayı bu kadar zamandır kepenk kapattı, suçlulukları o kadar açığa çıktı ki partinin kapısını açacak yüzleri yok
Ve utanmazlık içerisinde başka bir rezilliğe imza attı HDP yöneticileri
Meğer HDP’ nin çocuk komisyonu varmış ve bu komisyon 11-12 Haziran tarihlerinde Ankara’da bir sempozyum yapacakmış
Sempozyumun başlığı “Çocuk algısı ve Çocuk politikalarında yeni arayışlar”
Ne yapacaklar iki günlük sempozyumda çocukları dağa kaçırmak için yeni yöntem arayışlarını mı tartışacaklar?
Yoksa, beyazKürtlerin çocukları Avrupa’da Amerika’da Rio karnavalında gezerken, gariban Kürt çocuklarını bunları görmeden nasıl uyuturuz un yol ve yöntemlerini mi arayacaklar? İzleyip göreceğiz
İste tersine dünya bu
Bursaray ile Kestel tarafına seyahat edenler bilir ki Gürsu ve Kestel istasyonlarında nefesleri kesen çirkin bir yanık kokusu genzi yakar
Gündüz, gözle çok fazla görülmeyen ama gece olunca hemen her fabrikadan çıkan zehirli atıklar gecenin karanlığında gökyüzünde beyaz bir iz bırakır ve işte o beyaz izden çıkan o zehir inanın insanı nefes almaz bir hale sokar
İnsanları zehirleyerek, insanları kanser ederek kazanılan bu kazançlar helal olmamalı diye düşünüyorum
Neticede İslamiyet çevre ve çevresel kaynakların yok edilmesine yönelik her türlü savurganlığı yasaklamıştır. İslamiyet insanların hırsını törpüleme, başkalarını düşünmeye teşvik etme gibi hususlara değinmiştir. Çevre sadece bugünkü neslin hizmetinde değildir, Allah’ın geçmiş, şimdiki, gelecek tüm çağlara lütfudur.
Gürsu’da oldukça büyük bir fabrikası olan ve bu çevre katliamına fazlaca katılan Cavit Çağlar, sahibi olduğu Olay gazetesi ile “İklim değişikliği ve Enerji” gazetesini ek olarak dağıtma kararı alıp ilk sayıyı yayınladı
Gazetenin çıkışı ile ilgili olarak Olay gazetesi şunları yazdı; “İklim değişikliklerinde insan faktörü en önemli etmenlerden biri… Fosil yakıtların çevresel ekonomi ve insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkisi herkesi düşünmeye iterken bizler gazeteciler olarak kayıtsız kalamayız”
Yani böyle bir gazeteye ihtiyaç var elbette ama bu gazeteyi basan satan kişi çevreyi en fazla kirleten kişilerden biri olunca aklımızla dalga geçildiğini düşünüyorum.
Ha dağa çocuk kaçıran HDP Çocuklar konusunda bilimsel sempozyum yapmış ha çevreye nefes alınmaz dumanlar yayan Cavit Çağlar iklim değişikliği gazetesi basmış yani yok birbirinden farkları
Ama tersine dünya dedik ya, böyle işliyor işte
Ben önümüzdeki süreçte Faruk Çelik’ten “Kaçak Yapılarla Mücadele” gazetesi
Her dönem büyükşehir belediye başkan adayı kalacak olan Mustafa Bozbey’den “Vakıf ve Kooperatif Kültürü” ve ayrıca “İmar ve Rant” gazeteleri bekliyorum
Tersine Dünya
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdülkadir Karakaya
Aklımızla dalga geçenler
Şehir Gazetesinde yazmaya başlayalı iki yıl olmuş, iki yıl önce yazdığım ilk yazının başlığı “Tepetaklak”
Tepetaklak EduardoGaleano’ nun kitabının adıydı ve kitapta özetle;
“Günümüzün tersine dünyasında evrensel barışı en çok gözeten ülkeler,
En çok silah üreten ve diğer ülkelere en çok silah satan ülkelerdir;
En itibarlı bankalar, en çok uyuşturucu parası aklayan ve en çok çalıntı para saklayan bankalardır;
En başarılı endüstriler, gezegeni en çok zehirleyenlerdir; çevrenin korunması onu yok eden şirketlerin en parlak işidir;
En kısa zamanda en çok insanı öldürenler, en az işle en çok parayı kazananlar diyor,Galeano
İnanın bu tepetaklak dünya aynen devam ediyor, şöyle ki;
“Muhalifler” görmezden gelse de Diyarbakır HDP binası önünde 1000 günü aşkındır devam eden annelerin nöbeti devam ediyor
Hatta 1000. Gün de bir yürüyüş yaparak ve sayıları artarak devam ediyorlar nöbete
Sanırım dünya tarihinde ilk defa bir partinin en önemli il binası sivil bir hak arayıştan dolayı bu kadar zamandır kepenk kapattı, suçlulukları o kadar açığa çıktı ki partinin kapısını açacak yüzleri yok
Ve utanmazlık içerisinde başka bir rezilliğe imza attı HDP yöneticileri
Meğer HDP’ nin çocuk komisyonu varmış ve bu komisyon 11-12 Haziran tarihlerinde Ankara’da bir sempozyum yapacakmış
Sempozyumun başlığı “Çocuk algısı ve Çocuk politikalarında yeni arayışlar”
Ne yapacaklar iki günlük sempozyumda çocukları dağa kaçırmak için yeni yöntem arayışlarını mı tartışacaklar?
Yoksa, beyazKürtlerin çocukları Avrupa’da Amerika’da Rio karnavalında gezerken, gariban Kürt çocuklarını bunları görmeden nasıl uyuturuz un yol ve yöntemlerini mi arayacaklar? İzleyip göreceğiz
İste tersine dünya bu
Bursaray ile Kestel tarafına seyahat edenler bilir ki Gürsu ve Kestel istasyonlarında nefesleri kesen çirkin bir yanık kokusu genzi yakar
Gündüz, gözle çok fazla görülmeyen ama gece olunca hemen her fabrikadan çıkan zehirli atıklar gecenin karanlığında gökyüzünde beyaz bir iz bırakır ve işte o beyaz izden çıkan o zehir inanın insanı nefes almaz bir hale sokar
İnsanları zehirleyerek, insanları kanser ederek kazanılan bu kazançlar helal olmamalı diye düşünüyorum
Neticede İslamiyet çevre ve çevresel kaynakların yok edilmesine yönelik her türlü savurganlığı yasaklamıştır. İslamiyet insanların hırsını törpüleme, başkalarını düşünmeye teşvik etme gibi hususlara değinmiştir. Çevre sadece bugünkü neslin hizmetinde değildir, Allah’ın geçmiş, şimdiki, gelecek tüm çağlara lütfudur.
Gürsu’da oldukça büyük bir fabrikası olan ve bu çevre katliamına fazlaca katılan Cavit Çağlar, sahibi olduğu Olay gazetesi ile “İklim değişikliği ve Enerji” gazetesini ek olarak dağıtma kararı alıp ilk sayıyı yayınladı
Gazetenin çıkışı ile ilgili olarak Olay gazetesi şunları yazdı; “İklim değişikliklerinde insan faktörü en önemli etmenlerden biri… Fosil yakıtların çevresel ekonomi ve insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkisi herkesi düşünmeye iterken bizler gazeteciler olarak kayıtsız kalamayız”
Yani böyle bir gazeteye ihtiyaç var elbette ama bu gazeteyi basan satan kişi çevreyi en fazla kirleten kişilerden biri olunca aklımızla dalga geçildiğini düşünüyorum.
Ha dağa çocuk kaçıran HDP Çocuklar konusunda bilimsel sempozyum yapmış ha çevreye nefes alınmaz dumanlar yayan Cavit Çağlar iklim değişikliği gazetesi basmış yani yok birbirinden farkları
Ama tersine dünya dedik ya, böyle işliyor işte
Ben önümüzdeki süreçte Faruk Çelik’ten “Kaçak Yapılarla Mücadele” gazetesi
Her dönem büyükşehir belediye başkan adayı kalacak olan Mustafa Bozbey’den “Vakıf ve Kooperatif Kültürü” ve ayrıca “İmar ve Rant” gazeteleri bekliyorum
Tersine Dünya