Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin (İHK) 57'nci Oturumu, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde başladı.
İHK'nin 2024 Dönem Başkanı ve Fas'ın BM Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Omar Zniber'in başkanlığını yaptığı toplantıda BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Türk, insan haklarının krizde olmadığına ancak onları uygulamak için gereken siyasi liderliğin krizde olduğuna işaret etti.
"Dünya genelinde evrensel insan hakları pahasına iktidarı ele geçirmek veya elinde tutmak için derin köklü güç dinamiklerinin devreye girdiğini görüyoruz." diyen Türk, nefret dili ile kadın düşmanlığının normalleştirilmiş durumda olduğunu söyledi.
Türk, ırkçılık, ırk ayrımcılığı, yabancı düşmanlığı ve buna bağlı hoşgörüsüzlüklerin toplumları etkilemeye devam ettiğine dikkati çekerek, birçok bölgede bu nedenle sosyoekonomik eşitsizliklerin derinleştiğini kaydetti.
Şeffaflık ve hesap verebilirlik için hayati önem taşıyan veri odaklı politikaların eksik olduğunu vurgulayan Türk, şunları dile getirdi:
"Bazı medya kuruluşları tarafından desteklenen, göçmenleri, mültecileri ve azınlıkları günah keçisi ilan eden politikacılar var. Avusturya, Fransa, Almanya, Macaristan, İngiltere ve ABD'deki seçim dönemlerinde bunun örneklerini gördük. Kaygı ve umutsuzluktan yararlanarak bir grubu diğerine karşı kışkırtıyorlar. Dikkati dağıtmaya ve bölmeye çalışıyorlar. Tarih bize nefret dolu sözlerin nefret dolu eylemleri tetikleyebileceğini gösterdi. İnsan haklarına ve kanıta dayalı tartışmalara dayanan siyasi liderlik, tüm bunlara karşı panzehirdir. Bu, insanların sağlık, barınma, istihdam ve sosyal koruma gibi alanlarda karşılaştığı gerçek zorluklarla başa çıkmanın tek yolu."
"Sudan'da 20 binden fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor"
Türk, 17 aydır iç savaşın yaşandığı Sudan'ı ziyaret ettiğini ve o dönemde "umut olduğunu" belirterek, bugün ülkenin en kötü insani ve koruma krizlerinden birini yaşadığını söyledi.
"Sudan'da 20 binden fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Dünya, bunun devam etmesine izin veremez." ifadelerini kullanan Türk, savaşların gelecek nesillere miras kaldığına ve sebepleri ele alınmadığı takdirde tekrarlayan nefret döngülerini beslediğine dikkati çekti.
"Gazze'deki savaşı sonlandırmak, mutlak ve acil bir önceliktir"
Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana yaşanan savaşa işaret eden Türk, o günkü saldırıda 1200 İsraillinin öldüğünü hatırlattı.
"40 binden fazla Filistinli, İsrail ordusunun saldırılarında öldürüldü, binlerce kişi yaralandı ve Gazze'de enkaz altında kaldı. Filistinliler, her gün hayatta kalmak için mücadele ediyor. Gazze Şeridi'nde yaklaşık 1,9 milyon kişi zorla yerinden edildi. Birçoğu birden fazla kez yerinden edildi." diyen Türk, gerçek sayı muhtemelen daha yüksek olsa da yaklaşık 10 bin Filistinlinin İsrail hapishanelerinde veya geçici askeri tesislerde gözaltında tutulduğunu söyledi.
Türk, "Bunların çoğu keyfi olarak tutuluyor. 50'den fazla kişi (Filistinli), insanlık dışı koşullar ve kötü muamele nedeniyle öldü." dedi.
İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria'da son 20 yılda görülmemiş ölçekte ölümcül ve yıkıcı saldırılar gerçekleştirdiğine işaret eden Türk, ciddi Yahudi yerleşimci şiddetiyle halihazırda felaket düzeyinde olan durumun daha da kötüleştiğini söyledi.
"Bu savaşı sonlandırmak ve tamamen yayılmış bir bölgesel çatışmayı önlemek mutlak ve acil bir önceliktir." diyen Türk, şunları kaydetti:
"Temmuzda Uluslararası Adalet Divanının (UAD) danışma görüşünde açıkça belirtildiği gibi, İsrail'in politikaları ve uygulamalarından kaynaklanan işgal altındaki Filistin toprakları genelindeki daha geniş yasa dışılık durumu, kapsamlı şekilde ele alınmalı. Ülkeler, BM Güvenlik Konseyinin bağlayıcı kararları ve UAD'nin kararları da dahil uluslararası hukuka karşı açıkça saygısızlığı ne bu durumda ne de başka herhangi bir durumda kabul etmemelidir, kabul edemez."
Yüksek Komiser, dünyanın farklı bölgelerinde devam eden krizlere ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
İHK'nin 57'nci Oturumunun açılışına çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluşun temsilcisi katıldı.
30 etkileşimli diyalog toplantısının gerçekleştirileceği, çatışma bölgelerindeki durumların ele alınacağı ve ülke raporlarının sunulacağı oturum 11 Ekim'de sona erecek.