Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, dünyayı daha adil, daha yaşanabilir, daha istikrarlı bir geleceğe taşıyacak olanın öncelikle hakikat olduğunu belirtti.
"TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri"nin Fişekhane'de düzenlenen ödül töreninin açılışında konuşma yapan Altun, dünyanın önde gelen belgesel film yapımcılarıyla İstanbul'da bir arada bulunmaktan büyük memnuniyet ve mutluluk duyduğunu dile getirdi.
TRT'nin Türkiye'de belgeselcilik alanında pek çok duayen isim yetiştirdiğini ve belgeselciliğin en büyük okulu olduğunu vurgulayan Altun, "TRT'yi bu değerli çabasından ötürü dolayı canı gönülden tebrik ediyor, emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum." dedi.
Geleneksel hale gelen etkinliğin, 93 ülkeden 998 başvuruyla küresel bir marka haline geldiğini belirten Altun, şunları kaydetti: "Başarılı bir belgesel özgün bir konuyu işleyebilmesi, seyircide duygusal ve entelektüel etki oluşturabilmesi, etkili anlatım becerisine sahip olabilmesi, yenilikçi bir yaklaşım benimsemesi, görsel ve işitsel kaliteye sahip olması ve elbette objektifliğiyle kendisini gösterir. Başarılı bir belgeselci kuşkusuz bu yaklaşımları eserinde başarıyla sergileyebilen belgeselcidir. Fakat bütün bunların ötesinde belgeselcilik bir gönül işidir. Belgeselcilerin ortaya koyduğu eserler tam anlamıyla dervişane bir adanmışlıktan sabırdan ve hakikatperverlikten neşet eder. Belgeselci bu anlamda daima yitirilmiş yahut göz ardı edilmiş, kenarlara itilmeye çalışılmış hakikatin peşindedir. Diğer bir ifadeyle belgeselcilik, hakikatten kopmadan coğrafyayı, tarihi, doğayı ve bazen de doğrudan doğruya insanı odağına almak suretiyle üzeri örtüleni gizleneni açığa çıkarma sanatıdır. İzleyicinin, hakikatle bağını yeniden inşa etmek ve güçlendirmek bir gaye olarak belgesel filmciliğinin tam da merkezindedir."
TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri'nin 2009'dan bu yana TRT'nin birçok başarılı işi yanında ayrı bir yere sahip olduğuna işaret eden Altun, "Zira bugün bizler insanlık olarak dünyanın ve zamanının ruhuna dair göz ardı ettiklerimizi ya da gözden kaçırdıklarımızı, biraz da belgeseller aracılığıyla öğreniyoruz. Yaşadığımız çağda, insanlığın kolektif hafızasını oluşturma ve tarihe not düşme noktasında en büyük katkılardan birini belgeselciler veriyorlar. Elbette, bugün burada finale kalan yapımlar için söz konusu olduğu gibi, hazırlık aşamasından yayın aşamasına dek her bir belgeselin ardında çok büyük bir emek çok büyük bir fedakarlık var." diye konuştu.
Altun, "Belgeselcilikte kamera, suni olarak üretilmiş ya da kurgusal bir durumu değil doğrudan doğruya hakikati, gerçek bir durumu temsil etmeye odaklanmıştır. Bu yönüyle günümüzde medya ve sinema alanındaki diğer türler arasında belgeselciliği, etik ve estetik kaygıyı mezceden son derece önemli bir alan olarak değerlendirmek gerekir." değerlendirmesini yaptı.
"Dünyamızı geleceğe taşıyacak olan öncelikle hakikattir"
Hakikati anlatmanın ve ona sadık kalmanın büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizen Altun, şöyle devam etti: "Dünyamızı, daha adil, daha yaşanabilir, daha istikrarlı bir geleceğe taşıyacak olan öncelikle hakikattir, hakikate dayanarak yapacaklarımız ya da ondan kaçarak yapmadıklarımızdır. Bugün dünyaya baktığımızda iklim değişikliği ve bozulan doğal denge bir hakikattir. Bugün yerel ve bölgesel ölçekteki birçok silahlı çatışma, birçok katliam, birçok savaş bir hakikattir. Bugün, 21. yüzyılda hala ırkçılık, nefret söylemi, İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığının yükselişte oluşu yine maalesef bir hakikattir. Gazze'de Müslümanlarla birlikte insanlığın da öldürülüyor oluşu, yalnızca Filistin'in değil Filistin'le birlikte tüm dünyada barış ve kardeşliğin, huzur ve istikrarın bombalanıyor oluşu en yazık ki bir hakikattir. Neresinden bakarsak bakalım, İsrail'in büyük bir savaş suçu işlemekte olduğu, bir soykırım işliyor olduğu, iki ayı aşkın bir süredir 20 bine yakın masumu hiç ayrım gözetmeksizin bütün dünyanın gözleri önünde katlediyor oluşu bir hakikattir. Tüm bunlara rağmen, birilerinin elindeki medya gücüyle, üretiyor oldukları dezenformasyonlarla hakikati sahte, sahteyi ise hakikat gibi göstermeye çalışarak insanlığı bir felakete sürüklemek istiyor oldukları da bir diğer hakikattir. Bu anlamda hakikatin ve hakikatle insanlık arasındaki bağın tahkim edilmesi, geleceğimiz açısından son derece kritiktir, hayati bir unsurdur."
Belgeselciliğin bu anlamda çok önemli bir yerde durduğunu, görülmeyeni göstermenin, duyulmayanı duyurmanın çok güçlü bir yolu olduğunu vurgulayan Altun, "Belgeselciliğin emektarları, kasıtlı ya da kasıtsız bir şekilde marjinalleştirilmek istenen hakikati, tekrar yörüngesine oturtmaya gayret ederek son derece önemli bir sorumluluğu yerine getirmektedir." değerlendirmesini yaptı.
Fahrettin Altun, Türkiye'nin kamu yayıncısı TRT'nin uluslararası alanda belgeselciliğe verdiği destekle küresel hakikat mücadelesine önemli bir katkı sunduğunu, düzenlenen atölyeler, paneller ve söyleşilerle profesyonelleri ve amatörleri bir araya getirerek sektöre yeni isimler kazandırdığını söyledi.
"Gazze'ye sahip çıkmak çok değerlidir"
TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı nezdinde bu festivalde emeği geçen tüm TRT ekibine teşekkür eden Altun, "Her bir ayrıntısı düşünülmüş, özenle hazırlanmış, gündeme ışık tutan ve hakikatten yana duran yapımların çok değerli emektarlarını, yönetmenlerini, yapımcılarını, yazarlarını saygıyla selamlıyorum. Ödül alsın almasın her birinin emeği, bizim için çok değerlidir." şeklinde konuştu.
Etkinlikte Gazze'ye özel bir yer ayrılmış olmasını takdirle karşıladığını ifade eden Altun, sözlerini, "Gazze söz konusu olduğunda nerede durduğumuz insanlık açısından son derece önemlidir. İnsanlığın geleceği açısından Gazze'ye sahip çıkmak, Gazze'deki zulme karşı çıkmak, Gazze'deki zalimi işaret etmek ve sanatsal yapımlarla nesilden nesle zalimi de mazlumu da ortaya koymak, göstermek çok değerlidir. Bu çabalara destek olan, katkı sunan herkese teşekkür ediyorum." diye tamamladı.