Açılırlığı takdim eden beslenme, belirli aralıklarla düşük kalorili ve düşük proteinli olarak izlenebilmeniz ve vücudun açlık yapısının çalıştırılarak metabolik değişiklikleri tetiklemesi. Bu süreçte vücut, enerji için karbonhidratlar yerine yağ depolarını kullanmaya başlar, bu da insülin miktarının azalmasını sağlar. Nature Metabolism'in birleşiminde yayınlanan araştırma sunumuna göre, açlığı taklit eden yöntemin rejimini önleyici etkiler yaratmata ve sindirimi azaltmaktadır.
Amerikan Diyabet Derneği tarafından yapılan başka bir araştırma, açlığı taklit eden diyetin özellikle Tip 2 diyabet riskinin önemli ölçüde azaldığını ortaya çıkarmaktadır. Çalışmada, düzenli olarak bu diyet uygulandığında bireylerde kan şekerinin %30 oranında azaldığı ve insülin direncinde önemli bir azalmanın gözlendiği bildiriliyor. Diyabetin ana tetikleyicilerinden olan insülin direncinin ve diyetle gerilemesi, özellikle yüksek riskli gruplardaki kişiler için önemli bir bulgu olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye'de de kullanılan, açlığı taklit eden beslenme programlarının diyabetle mücadelede etkili olabileceğini belirtiyor. Hacettepe Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bölümü'nde yapılan bir araştırmada, açlığı taklit eden diyetin insülin özelliklerini artırdığı ve kilo kontrolüne katkı parçaları sunuyor. Araştırmacılar, bu yöntemin aşırı kilo ve insülin direnci riskini azaltabileceğini ve hastaların tedavi seçeneklerine destek sunabileceğini ifade etmektedir.
Ancak kullanılan, açmayı taklit eden beslenme programlarının dikkatli bir şekilde gerekli olduğu konusunda da uyarılarda bulunuyor. Özellikle diyabet tedavisi konacak bu tarz diyetlere başlamadan önce bir destek uzmanına veya doktora üyelerine büyük önem veriliyor. Uygulamada yanlış yapılan diyetler, kan şekeri düşüklüğü gibi risklere yol açabilir ve sağlığı tehdit edebilir.
(Ramazan Gültaş)