Son yıllarda Afrika, rekor sıcaklıklarla mücadele etmeye devam ediyor. İklim değişikliğinin etkilerini daha fazla hisseden kıtada, sıcaklıkların artmasıyla birlikte kuraklık, tarımsal verimlilikte düşüş ve su kaynaklarının tükenmesi gibi sorunlar baş göstermektedir. Yapılan araştırmalar, bu sıcaklık artışlarının ciddi çevresel ve ekonomik etkileri olduğunu ortaya koyuyor.
İklim değişikliği konusundaki küresel araştırmalar, Afrika'nın en fazla etkilenen bölgelerden biri olduğunu göstermektedir. IPCC'nin (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) 2021 raporuna göre, Afrika kıtasında ortalama sıcaklık artışı küresel ortalamanın üzerinde seyrediyor. Özellikle Sahra Altı Afrika, aşırı sıcaklık dalgalarına maruz kalıyor ve bu durum, tarımsal faaliyetleri ve insan sağlığını olumsuz etkiliyor.
FAO'nun (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) 2023 yılında yaptığı araştırma, Afrika'daki sıcaklık artışlarının tarımsal verimlilik üzerinde ciddi etkileri olduğunu ortaya koyuyor. Artan sıcaklıklar ve düzensiz yağışlar, mahsul verimliliğinde düşüşe neden oluyor. Özellikle mısır, buğday ve pirinç gibi temel gıda ürünlerinin üretiminde azalma görülüyor. Bu durum, gıda güvenliğini tehdit ederek kırsal bölgelerde yaşayan insanların yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.
Yapılan diğer araştırmalar, Afrika'da su kaynaklarının hızla tükenmekte olduğunu gösteriyor. World Resources Institute (WRI) tarafından yapılan bir çalışmaya göre, Afrika'nın pek çok bölgesinde su stresi yaşanıyor. Artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, göllerin, nehirlerin ve yer altı su kaynaklarının kurumasına neden oluyor. Bu durum, hem tarımsal sulama hem de içme suyu temininde ciddi sorunlar yaratıyor.
Afrika'nın sıcaklık artışlarına karşı daha dayanıklı hale gelmesi için iklim adaptasyonu stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor. Bu kapsamda, sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin geliştirilmesi ve su yönetimi projelerinin hayata geçirilmesi önem taşıyor. Ayrıca, yerel toplulukların iklim değişikliğine karşı bilinçlendirilmesi ve adaptasyon kapasitesinin artırılması gerekmektedir.
Fosil yakıtların kullanımının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi, Afrika'nın iklim değişikliği ile mücadelesine katkı sağlayabilir. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, hem karbon emisyonlarını azaltabilir hem de enerji güvenliğini artırabilir. Bu sayede, Afrika'nın iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale gelmesi mümkün olacaktır.
Afrika'nın iklim değişikliği ile mücadelesinde uluslararası işbirliği ve finansman büyük önem taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerin, Afrika'ya iklim adaptasyonu ve dayanıklılık projeleri için mali destek sağlaması gerekmektedir. Ayrıca, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme çalışmaları ile Afrika'nın iklim değişikliğine karşı daha güçlü bir şekilde mücadele edebilmesi sağlanmalıdır.
(Dilvin Altıkardeş)