Türkiye'de de son yıllarda akciğer kanseri vakalarındaki artış dikkat çekerken, uzmanlar bu hastalığın özellikle 50-70 yaş arası bireylerde daha sık görüldüğünü belirtiyor. Bu yaş grubundaki kişilerin, genellikle sigara kullanımı, hava kirliliği gibi risk faktörlerine daha fazla maruz kaldığına dikkat çekiliyor. Ancak erken teşhis ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler, akciğer kanseriyle mücadelede umut verici bir yaklaşım sunuyor.
Türk Kanser Derneği’ne göre, Türkiye'de her yıl yaklaşık 40 bin yeni akciğer kanseri vakası teşhis ediliyor ve bu vakaların çoğu 50 yaş üstündeki bireylerde görülüyor. Özellikle 50-70 yaş arası, akciğer kanserinin en fazla görüldüğü yaş dilimi olarak öne çıkıyor. Bu dönemdeki bireylerde, uzun süreli sigara kullanımı ve çevresel faktörler hastalığın oluşumuna katkı sağlıyor.
Sigara içmenin, akciğer kanserinin en önemli risk faktörü olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Uzun yıllar boyunca sigara içen bireylerin, akciğer kanserine yakalanma riski oldukça yüksektir. 50-70 yaş arasındaki kişiler, genellikle genç yaşlarda sigara kullanmaya başlamış ve uzun süre bu alışkanlığı sürdürmüş bireylerden oluşuyor. Sigaranın, akciğerlerdeki hücrelerin DNA'sına zarar vererek kanser hücrelerinin oluşumuna yol açtığı bilinmektedir.
Çevresel faktörler, özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireyler için önemli bir risk oluşturuyor. Hava kirliliği, özellikle akciğer kanseri riskini artıran diğer faktörlerden biridir. Yoğun trafikli bölgelerde ve endüstriyel alanlarda çalışan bireyler, zararlı gazlara ve partiküllere daha fazla maruz kalmaktadır.
Akciğer kanserinin erken teşhisi, hastalığın tedavi sürecinde önemli bir rol oynuyor. 50-70 yaş arasındaki kişilerin, düzenli olarak akciğer kanseri taramalarına girmesi, erken dönemde teşhis konulmasına yardımcı olabilir. Gelişen teknoloji ve tıbbi cihazlar sayesinde, akciğer kanseri erken evrelerde daha kolay tespit edilebiliyor.
Kanser uzmanları, "Akciğer kanseri genellikle ileri evrelerde belirgin belirtiler gösterdiği için erken teşhis çok önemli. Bu yaş grubundaki kişilerin taramalara düzenli olarak girmesi, tedavi şansını artırmaktadır," diye belirtiyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)