Antibiyotik direncine bağlı ölümlerin oranı 2050'ye kadar artabilir

Uzmanlar, dünya genelinde antibiyotik direncinin endişe verici bir hızla arttığını ve bu eğilimin durdurulamaması halinde 2050 yılına kadar antibiyotik direncine bağlı ölümlerin oranında ciddi bir artış yaşanacağını belirtiyor. Yapılan araştırmalar, eğer önlem alınmazsa, her yıl milyonlarca insanın dirençli bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybedebileceğini gösteriyor.

Haber Giriş Tarihi: 18.09.2024 15:37
Haber Güncellenme Tarihi: 18.09.2024 15:37

Antibiyotik direnci, bakterilerin antibiyotiklere karşı bağışıklık kazanarak, bu ilaçların enfeksiyonları tedavi etmede etkisiz hale gelmesi anlamına geliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), antibiyotik direncini modern tıbbın karşı karşıya olduğu en büyük sağlık tehditlerinden biri olarak tanımlıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kontrolsüz antibiyotik kullanımı, direncin hızla yayılmasına yol açıyor.

   The Review on Antimicrobial Resistance adlı rapora göre, antibiyotik direnci nedeniyle 2014'te dünya genelinde yaklaşık 700.000 kişi hayatını kaybetti. Ancak bu rakamın, gerekli önlemler alınmazsa 2050 yılına kadar her yıl 10 milyon kişiye ulaşabileceği tahmin ediliyor. Raporda, antibiyotik direncine bağlı ölümlerin kanser, diyabet ve kalp hastalıkları gibi diğer yaygın hastalıklardan kaynaklanan ölümleri geride bırakacağı öngörülüyor.

Antibiyotik direnci sadece belirli bir bölgeyle sınırlı kalmıyor. Özellikle yetersiz sağlık hizmetleri ve kontrolsüz ilaç kullanımı nedeniyle, bu sorun dünyanın dört bir yanında yayılmaya devam ediyor. Lancet Infectious Diseases dergisinde yayımlanan bir çalışma, antibiyotik direncine sahip bakterilerin her kıtada hızla yayıldığını ortaya koyuyor. Bu durum, küresel sağlık sistemini tehdit ederken, yayılmayı durdurmanın zorlaştığı bir tablo ortaya koyuyor.

Antibiyotik direnci, cerrahi müdahaleler sırasında kullanılan antibiyotiklerin etkinliğini de olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, eğer antibiyotik direnci bu hızla artmaya devam ederse, basit ameliyatların bile yüksek enfeksiyon riski nedeniyle ölümcül hale gelebileceğini belirtiyor. Ayrıca kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının yan etkilerini hafifletmek için kullanılan antibiyotiklerin de direnç nedeniyle etkisiz kalması bekleniyor.

Araştırmalar, antibiyotik direncinin en büyük nedenlerinden birinin yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı olduğunu gösteriyor. İnsanlar çoğu zaman viral enfeksiyonlar için bile antibiyotik kullanıyorlar, bu da bakterilerin direnç geliştirmesine yol açıyor. WHO raporuna göre, reçetesiz antibiyotik kullanımının yaygın olduğu ülkelerde direnç oranları daha yüksek. Aynı zamanda tarım sektöründe hayvanlara büyüme hızını artırmak için antibiyotik verilmesi de direncin yayılmasına katkıda bulunuyor.

   2021 yılında British Medical Journal (BMJ) tarafından yayımlanan bir araştırma, 2040 yılına kadar dünya genelinde enfeksiyon kaynaklı ölümlerin %40’ının antibiyotik direncine bağlı olacağını öngörüyor. Özellikle tüberküloz, zatürre ve idrar yolu enfeksiyonları gibi yaygın hastalıkların tedavisinde kullanılan antibiyotiklerin etkinliğinin azalması, ölüm oranlarını artıracak.

Centers for Disease Control and Prevention (CDC) tarafından yapılan bir çalışmada, antibiyotik direncinin, hastanelerde enfeksiyon kontrolünü zorlaştırdığına dikkat çekildi. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlılar, çocuklar ve kanser hastaları, dirençli enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale geliyor. Araştırma, dirençli bakterilerin yayılmasının önlenmesi için sıkı hijyen protokollerinin önemine vurgu yapıyor.

   Uzmanlar, antibiyotik direncini önlemek ve ölüm oranlarını düşürmek için bir dizi çözüm öneriyor. Bu öneriler arasında, antibiyotiklerin daha dikkatli ve bilinçli kullanılması, yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi ve dirençli bakterilere karşı alternatif tedavi yöntemlerinin araştırılması yer alıyor.

Birçok uzman, antibiyotiklerin yalnızca doktor kontrolünde ve kesin teşhis sonrası kullanılmasını öneriyor. Ayrıca, viral enfeksiyonlara karşı antibiyotik kullanmanın fayda sağlamadığını belirterek, doktorların antibiyotik reçetelemede daha dikkatli olması gerektiğini vurguluyorlar.

Bakteriler hızla direnç kazandığından, yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Ancak yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi, mevcut ilaçlara direnç gelişimi kadar hızlı ilerlemiyor. European Centre for Disease Prevention and Control (ECDC), ilaç geliştirme sürecini hızlandırmak için kamu ve özel sektör işbirliklerinin artırılmasını öneriyor.

Birçok sağlık örgütü, antibiyotik direnci hakkında toplumu bilinçlendirmek için çeşitli kampanyalar düzenliyor. WHO tarafından başlatılan “Antibiyotik Farkındalık Haftası”, dünya genelinde bu sorunun ciddiyetine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Kampanya, antibiyotik kullanımının sınırlanması ve sağlık profesyonellerinin antibiyotik yazarken daha dikkatli olmaları gerektiği mesajını yaymayı hedefliyor.

(Ayşe Candan)