Amerika'da yapılan geniş kapsamlı bir araştırma, bağırsak mikrobiyomunun (bağırsakta yaşayan bakteri, virüs ve diğer mikroorganizmalar) beyin fonksiyonlarıyla doğrudan bağlantılı olabileceğini ortaya koydu. Araştırma, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunun, beyindeki nörotransmitterlerin (örneğin serotonin ve dopamin) üretimini etkileyebileceğini gösteriyor. Bu kimyasallar, ruh hali, uyku ve genel zihinsel sağlık üzerinde kritik bir rol oynar.
İngiltere'de yapılan bir başka çalışmada ise, bağırsak mikrobiyomunun dengesiz olduğu bireylerde depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunlarının daha yaygın olduğu tespit edildi. Araştırmacılar, bağırsak bakterilerinin inflamasyonla (iltihaplanma) ilişkisinin, beyinde stres yanıtlarını tetikleyebileceğini ve bu durumun ruh halini olumsuz yönde etkileyebileceğini vurguluyor.
Bağırsak ve beyin arasındaki iletişim, vagus siniri adı verilen uzun bir sinir yoluyla sağlanır. Bu sinir, bağırsaktan beyne ve beyinden bağırsaklara sinyaller göndererek iki organ arasında sürekli bir iletişim sağlar. Bağırsaktaki mikrobiyomun durumu, bu sinir yoluyla beyine iletilen sinyalleri etkileyebilir. Sağlıklı bir mikrobiyom, beyne pozitif sinyaller gönderirken, dengesiz bir mikrobiyom olumsuz sinyaller gönderebilir ve bu da zihinsel sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Bağırsak-beyin ekseni üzerine çalışan uzmanlar, bu ilişkinin zihinsel sağlık üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.
Bağırsak mikrobiyomunun sağlığını korumak için dengeli bir beslenme büyük önem taşır. Prebiyotik ve probiyotik açısından zengin yiyecekler, bağırsaklardaki faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olabilir. Yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi fermente gıdalar probiyotikler içerirken, muz, elma, tam tahıllar gibi yiyecekler ise prebiyotikler açısından zengindir. Ayrıca, işlenmiş gıdalar ve şekerli yiyeceklerin aşırı tüketiminden kaçınılması, mikrobiyom dengesini korumada kritik bir rol oynar.
(Dilvin Altıkardeş)