Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinesinde yürütülen bu proje kapsamında, yeni merkezlerin odak noktası enerji, sağlık, yapay zeka, tarım teknolojileri ve savunma sanayii gibi stratejik alanlar olacak. TÜBİTAK ve ilgili üniversitelerin iş birliğiyle planlanan merkezlerde, hem yerel hem de uluslararası bilim insanlarının çalışmaları desteklenecek.
Türkiye, son yıllarda Ar-Ge harcamalarını artırarak OECD ülkeleri arasında dikkat çeken bir performans sergiliyor. Dünya Bankası’nın 2023 yılı raporuna göre, Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’daki (GSYİH) Ar-Ge harcamalarının payı %1,5 seviyesine ulaştı. Bu oran, 10 yıl önce %0,8 düzeyindeydi. Yeni merkezlerle birlikte, bu oranın %2’ye çıkarılması hedefleniyor.
Ayrıca, Türkiye Patent ve Marka Kurumu’nun (TÜRKPATENT) verilerine göre, 2024 yılında Türk bilim insanları tarafından yapılan uluslararası patent başvurularında %35’lik bir artış yaşandı. Bu durum, Türk bilim ekosisteminin yenilikçi projelere yöneldiğini gösteriyor. Özellikle yapay zeka ve biyoteknoloji alanındaki çalışmalarda Türk araştırmacıların elde ettiği başarılar, uluslararası bilim çevrelerinde dikkat çekiyor.
Merkezlerin büyük bir kısmı, Türkiye’nin kalkınmada öncelikli bölgelerinde yer alacak. Özellikle Gaziantep, Konya, Erzurum, Diyarbakır ve Samsun gibi şehirlerdeki merkezler, bölgesel kalkınmaya destek olacak. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde ise yüksek teknolojiye odaklanan özel merkezler kurulacak.
Her bir merkezin farklı bir temaya odaklanması planlanıyor. Örneğin:Erzurum: İklim değişikliği ve tarım teknolojileri.
İstanbul: Dijital dönüşüm ve yapay zeka.
Gaziantep: Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji.
Samsun: Sağlık teknolojileri ve biyoteknoloji.
Bu dağılım, hem bölgesel eşitliği sağlamak hem de yerel ihtiyaçlara uygun çözümler geliştirmek amacıyla yapıldı.
Türkiye’nin bilim ve teknolojiye yaptığı bu yatırımlar, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, toplumsal refahı da artırmayı hedefliyor. Yeni merkezlerle birlikte, Türk gençlerinin bilim ve teknolojiye olan ilgisinin artması, gelecekte Türkiye’nin bilim insanı yetiştirme kapasitesine büyük katkı sağlayacak.
Dünya genelinde yaşanan teknolojik dönüşüme uyum sağlamak ve liderlik rolü üstlenmek isteyen Türkiye, bu projelerle birlikte önemli bir aşama kaydediyor. Bilim insanları, girişimciler ve tüm vatandaşlar, bu gelişmelerin bir parçası olarak ülkenin bilimsel kalkınmasına katkıda bulunabilir.
(Fatma Hatun Altıkardeş)