Yapay zekâ (YZ) teknolojileri, son yıllarda hızla yaygınlaşırken, özellikle dil modellerine olan ilgi büyük bir artış gösterdi. Bu trendin en çarpıcı örneklerinden biri ise ChatGPT'nin kullanıcı sayısında yaşanan rekor artış. ChatGPT, kısa sürede milyonlarca insanın günlük yaşamında vazgeçilmez bir araç haline geldi.
ChatGPT’nin kullanıcı sayısındaki artış, birkaç temel faktöre dayanıyor. Öncelikle, dijital dönüşümün hız kazanması ve pandemi sonrası dönemde uzaktan çalışma, çevrimiçi eğitim ve dijital etkileşimin artması, insanların yapay zekâ araçlarına olan ilgisini artırdı. Yapılan bir araştırmaya göre, 2023 yılında dijitalleşme süreçleri hızlandıkça, yapay zekâ teknolojilerine olan talep %40 oranında arttı.
Bunun yanı sıra, ChatGPT’nin sunduğu kullanım kolaylığı ve geniş bilgi yelpazesi, kullanıcıları cezbeden bir diğer önemli faktör olarak öne çıkıyor. ChatGPT, doğal dil işleme yetenekleri sayesinde kullanıcıların çeşitli ihtiyaçlarına hızlı ve etkili çözümler sunuyor. Stanford Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, kullanıcıların %70’inin, ChatGPT’nin sağladığı yanıtların doğru ve tatmin edici olduğunu belirttiği ortaya çıktı.
ChatGPT'nin hızla büyümesinin arkasındaki bir diğer önemli etken ise, yapay zekâya duyulan güvenin artmasıdır. Pew Research Center tarafından 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, katılımcıların %65’i, yapay zekâ teknolojilerinin güvenilir ve faydalı olduğunu düşünüyor. Bu güven, özellikle genç kuşaklarda daha belirgin; Z kuşağı kullanıcılarının %75’i, yapay zekâya duydukları güvenin yüksek olduğunu ifade ediyor.
Bu artan güven, aynı zamanda ChatGPT gibi platformların daha fazla yaygınlaşmasına katkıda bulunuyor. Kullanıcılar, yapay zekâ teknolojilerinin sadece bilgi edinme değil, aynı zamanda yaratıcı süreçlerde ve problem çözme becerilerinde de etkin bir şekilde kullanılabileceğini fark ediyorlar. Örneğin, McKinsey & Company tarafından yapılan bir analizde, yapay zekâ destekli çözümlerin iş verimliliğini %30 oranında artırdığı ve bu durumun, işletmelerin bu teknolojilere yatırım yapma eğilimini güçlendirdiği belirtiliyor.
ChatGPT, sadece bireysel kullanıcılar tarafından değil, aynı zamanda işletmeler, eğitim kurumları ve kamu kuruluşları tarafından da yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandı. Eğitim alanında, öğretmenler ve öğrenciler, ChatGPT’yi bir öğrenme ve öğretme aracı olarak kullanırken, işletmeler ise müşteri hizmetleri, pazarlama stratejileri ve veri analitiği gibi çeşitli alanlarda bu teknolojiden faydalanıyor.
Özellikle, pandemi sonrası dönemde uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte, ChatGPT gibi yapay zekâ araçlarına olan ihtiyaç daha da belirgin hale geldi. Gartner tarafından yayınlanan bir raporda, 2024 yılında işletmelerin %50’sinden fazlasının, yapay zekâ destekli çözümleri iş süreçlerinde aktif olarak kullanacağı öngörülüyor. Bu da, ChatGPT’nin kullanıcı tabanının daha da genişleyeceğine işaret ediyor.
ChatGPT ve benzeri yapay zekâ araçlarının kullanımının artmaya devam etmesi, dijital dönüşüm sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Yapay zekâ teknolojilerinin gelişimi, sadece bireysel kullanıcıların hayatını kolaylaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda iş dünyasında da devrim niteliğinde değişimlere yol açacak. Harvard Business Review tarafından yapılan bir incelemede, yapay zekânın iş dünyasında yaratıcılığı artırdığı ve inovasyonu teşvik ettiği vurgulanıyor.
Bununla birlikte, yapay zekâya duyulan güvenin artması, bu teknolojilerin daha yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacak. Özellikle veri gizliliği, etik ve güvenlik konularında alınacak önlemler, kullanıcıların bu teknolojilere olan güvenini daha da pekiştirecek.
(Dilvin Altıkardeş)