Son yıllarda çocuklarda diyabet (şeker hastalığı) oranlarında gözle görülür bir artış yaşanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, çocukluk çağı diyabet vakalarının yüzde 3-5 oranında arttığı ve bunun ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldiği belirtiliyor. Türkiye’de de benzer bir eğilim gözlemlenirken, uzmanlar erken teşhis ve farkındalık yaratmanın önemine dikkat çekiyor.
Çocuklarda diyabet genellikle iki ana türde görülüyor:
Tip 1 Diyabet: Bağışıklık sisteminin pankreasta insülin üreten hücrelere saldırmasıyla ortaya çıkan bu tür, daha çok genetik faktörler ve çevresel tetikleyicilerle ilişkilendiriliyor.
Tip 2 Diyabet: Eskiden daha çok yetişkinlerde görülen bu tür, artık çocuklarda da yaygınlaşmaya başladı. Obezite, hareketsizlik ve yanlış beslenme alışkanlıkları bu artışın başlıca nedenleri arasında.
Türkiye Diyabet Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya göre, son beş yılda çocukluk çağı obezite oranı yüzde 25 artış gösterdi. Bu durum, Tip 2 diyabet vakalarının da yükselmesine neden oluyor. Araştırmada ayrıca düzenli egzersiz yapan ve dengeli beslenen çocuklarda diyabet riskinin yüzde 40 oranında azaldığı kaydedildi.
Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun (IDF) 2024 raporuna göre, dünya genelinde diyabet tanısı konan çocukların sayısı son 10 yılda %30 oranında arttı. Türkiye’de yapılan bir araştırmada ise, çocukluk çağı diyabet oranlarının özellikle son 5 yılda hızla yükseldiği ve her 100 çocuktan 2’sinin diyabetle yaşadığı tespit edildi.
Erken teşhis edilen diyabet, çocukların yaşam kalitesini artırmada büyük rol oynuyor. Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan “Okullarda Diyabet Eğitim Programı” gibi projeler, bu konuda toplumsal farkındalık yaratmayı hedefliyor.
Uzmanlar, diyabetin çocukların sadece fiziksel sağlığını değil, psikolojik ve sosyal yaşamını da etkilediğini belirterek, toplumun bilinçlenmesinin ve sağlık hizmetlerine erişimin artırılmasının bu sorunu çözmek için temel olduğunu vurguluyor.
(Dilvin Altıkardeş)