Çocuklarda görünmeyen tehdit: Dissosiyasyon

Modern çağın çocukları, çevresel ve psikolojik faktörlerin etkisi altında büyürken, gözle görülmeyen ama derin etkiler yaratan psikolojik rahatsızlıklarla karşı karşıya kalıyor. Bunlardan biri de dissosiyasyon. Kişinin duygu, düşünce, anı ya da kimlik hissinin parçalanmasıyla ortaya çıkan bu durum, özellikle çocukluk çağında fark edilmesi zor bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlara göre, dissosiyasyon belirtileri erken dönemde fark edilmezse, ilerleyen yaşlarda daha ciddi ruhsal bozukluklara yol açabiliyor.

Haber Giriş Tarihi: 15.01.2025 16:11
Haber Güncellenme Tarihi: 15.01.2025 16:11

Dissosiyasyon, genellikle travmatik olaylara maruz kalma sonucu ortaya çıkar. Çocuklarda bu durum, duygusal ya da fiziksel istismara maruz kalma, ebeveynlerin boşanması, ağır kayıplar ya da yoğun stres ortamında büyüme gibi nedenlerle tetiklenebilir. Psikiyatristler, dissosiyasyonu şu şekilde tanımlıyor: "Dissosiyasyon, bireyin kendisini gerçeklikten kopmuş hissetmesi ya da kendisini bedeninin dışından izliyormuş gibi algılamasıyla karakterizedir. Çocuklarda bu durum, oyun sırasında gerçeklikten uzaklaşma, konuşmaktan kaçınma ya da bazı anıları hatırlayamama şeklinde kendini gösterebilir."

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2022’de yayınladığı bir rapor, çocuklarda dissosiyatif bozuklukların düşündüğümüzden daha yaygın olduğunu ortaya koydu. Rapora göre:

-Her 10 çocuktan 1’i dissosiyatif belirtiler gösteriyor.

-Travmatik deneyim yaşayan çocuklarda bu oran %30’a kadar çıkıyor.

-Dissosiyasyon, tedavi edilmediği takdirde depresyon, kaygı bozukluğu ve kişilik bozuklukları gibi sorunlara dönüşebiliyor.

Türkiye'de yapılan bir araştırmada, aile içi şiddete maruz kalan çocukların %25’inde dissosiyatif bozukluk belirtilerine rastlandığı belirtiliyor. Uzmanlar, dissosiyasyonun genellikle çocuklukta başlayan ve ergenlik döneminde daha belirgin hale gelen bir süreç olduğunu vurguluyor.

Çocuklarda dissosiyasyonu tespit etmek, özellikle belirtiler gözden kaçırılabildiği için oldukça zordur. Ancak şu işaretlere dikkat edilmesi gerektiği belirtiliyor:

--Çocukların bir anda duygu durumunda keskin değişiklikler yaşaması.

--Bazı olayları ya da bilgileri hatırlamakta güçlük çekme.

--Çocuğun kendisini çevresinden kopmuş hissetmesi ya da hayal dünyasına fazlaca dalması.

--Oyun oynarken ya da günlük aktivitelerde gerçeklikle bağlantısını tamamen kaybetmiş gibi görünme.

--Çocuğun sosyal ilişkilerden uzaklaşması ve yalnız kalmayı tercih etmesi.

Çocuk psikologları, dissosiyasyonun erken teşhisinin tedavi sürecinde kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Psikiyatristler ailelerin çocukların davranışlarındaki değişikliklere dikkat etmesi gerektiğini vurguluyor: "Çocuklarda travmatik olayların etkisi hemen ortaya çıkmayabilir. Ancak oyun sırasında ya da uyku düzeninde değişiklikler, dissosiyasyonun erken belirtileri olabilir. Bu tür durumlarda vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır."

Dissosiyasyon tedavisinde en etkili yöntemlerden biri bilişsel davranışçı terapi (CBT)’dir. Çocukların travmatik deneyimlerini anlamalarına ve bunlarla başa çıkmalarına yardımcı olan bu yöntem, onların gerçeklik algısını yeniden kazanmalarını sağlar. Ayrıca, oyun terapisi ve sanat terapisi gibi çocuk odaklı yaklaşımlar da tedavi sürecine olumlu katkı sağlar.

Ailelerin de bu süreçte destekleyici bir rol üstlenmesi gerektiğini belirten uzmanlar, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını anlamanın tedavi sürecini hızlandırabileceğini ifade ediyor.

(Dilvin Altıkardeş)