Yapılan kapsamlı bir araştırma, iklim değişikliği konusunda yayılan dezenformasyonun, insanların bu olguyu reddetmesine veya etkilerini hafife almasına neden olduğunu ortaya koydu. Özellikle sosyal medyada hızla yayılan yanlış bilgiler, iklim değişikliğiyle ilgili bilimsel gerçekleri çarpıtarak toplumda kafa karışıklığı yaratıyor. Bu durum, halkın büyük bir kısmının iklim değişikliğini ciddiye almamasına ve gerekli önlemlerin alınmamasına yol açıyor. Araştırmaya göre, iklim değişikliğine şüpheyle yaklaşan insanların sayısı son beş yılda artış gösterdi.
İklim değişikliğiyle ilgili dezenformasyonun en yaygın yayıldığı platformlar sosyal medya ağları olarak öne çıkıyor. Özellikle Facebook, Twitter ve YouTube gibi platformlar, yanlış bilgilerin hızla yayılmasına ve geniş kitlelere ulaşmasına olanak tanıyor. 2023 yılında Climate Action Network (CAN) tarafından yapılan bir araştırmada, iklim değişikliğiyle ilgili yanlış bilgi içeren gönderilerin sosyal medyada doğru bilgilere oranla dört kat daha fazla paylaşıldığı tespit edildi. Yalan haberlerin, özellikle algoritmaların etkisiyle daha geniş bir kitleye ulaştığı ve bu durumun toplumdaki bilimsel gerçekleri anlama kapasitesini ciddi biçimde azalttığı vurgulanıyor.
Dezenformasyon kampanyalarının büyük bir kısmı, iklim değişikliğiyle mücadele etmek isteyen politikaların karşısında duran çıkar grupları tarafından finanse ediliyor. Fosil yakıt endüstrisine bağlı şirketler ve bu sektöre destek veren lobiler, iklim değişikliği konusunda bilimsel bulguları çürütmeye çalışıyor. 2021 yılında George Mason Üniversitesi tarafından yayımlanan bir raporda, bu lobilerin sosyal medyada ve geleneksel medya organlarında yaydıkları dezenformasyonun, iklim değişikliğinin bir "aldatmaca" olduğu algısını güçlendirdiği belirtildi. Bu raporda, dezenformasyonun yayılmasının, hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadele politikalarını uygulamalarını geciktirdiği de vurgulandı.
İklim değişikliği konusunda yayılan yanlış bilgiler, toplumun çevreyi korumak için atılması gereken adımları görmezden gelmesine yol açıyor. Bilim insanları, 2030’a kadar küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak için acil önlemler alınması gerektiğini belirtiyor. Ancak dezenformasyonun yarattığı kafa karışıklığı, bu hedefe ulaşılmasını zorlaştırıyor. 2022'de Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan bir rapor, iklim değişikliğiyle mücadelede toplumsal bilinç eksikliğinin, iklim krizini çözmenin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ortaya koydu. Rapora göre, insanlar iklim değişikliğini ciddiye almadıkça ve bu konuda yanlış bilgiye maruz kaldıkça, gerekli politikaların uygulanması daha da gecikecek.
(Sema Yüksel Güngörmez)