Yapılan araştırmalar, dijital güçlerdeki sosyal beceri eksikliklerine de yol açmayı gösteriyor. Araştırmaya göre, özellikle 5-12 yaş arası çocuklar uzun süreli ekran kullanımı sonrasında yüz yüze iletişimde gerilemede yaşıyorlar. Çocuklar sosyal etkileşimlerini artırıyor, iş birliği, empatiyi geliştiriyor ve problem çözme gibi hayati öneme sahip kazançta zorlanıyorlar. Bu eksiklikler, çocukların yalnızca eğitim hayatlarını değil, değişen sosyal koşullar de olumsuz bozulmalar oluyor.
Uzmanlar, dijital direnişin beynin öğrenme ve bellekle ilgili kalıcılığı kalıcı hasar bırakabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Çin'de yapılan geniş kapsamlı bir çalışma , dijital hücrelerin beyin bölgelerinin yavaşlamaya ve dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi rahatsızlıkların artmış yolunun açılmasını gösteriyor. Çalışmaya katılan çocukların %30'unda ekran gerilimi nedeniyle okuma-anlama sırasında ciddi gerileme gözlendi.
Bu sorunun çözümüne yönelik olarak eğitim kuralları ve ailelerin daha takip edilmiş adımları atması gerektiği vurgulanmaktadır. Türkiye Sağlık Bakanlığı , dijital ilişkilerla mücadele kapsamında modern kampanyaları başlatmış ve çocuklara çocukların ekran sürelerini sınırlamaları önerilerinde farklılaşmaktadır. Bakanlığın önerileri arasında, çocukların günlük dijital kullanım gelişmeleri iki saati aşması, uyku ve yemek sıcaklıkları ekranların kapanması gibi önlemler bulunmaktadır.
Eğitim, dijital dayanıklılığın azaltılması ve güçlenmenin önüne geçmek adına insanların sosyal etkinliklerine yönlendirilmesinin önemine dikkat çekmektedir. Örneğin, Montessori yöntemi gibi uygulamalarla çocuklar, dijital korumanın uzak, daha fazla etkileşim odaklı ve sıcaklık teşvik eden bir eğitim ortamında yetişebilmektedir.
Dijital para politikasının yarattığı öğrenme güçlüğü sorunu, ailesi, eğitimciler ve öğrencilerin iş birliği içinde çözüm arayışlarını artırmalarını kronik bir konu haline getirdi.
(Sema Yüksel Güngörmez)