Dolar için ters rüzgar

ABD Doları, uzun yıllardır küresel ticaretin ve yatırımın başlıca rezerv para birimi olarak güç gösterirken, son dönemde yaşanan bazı ekonomik ve politik gelişmeler, dolar için ters rüzgarların esmesine neden oluyor. Doların gücünü belirleyen faktörler arasında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikaları, ABD ekonomisinin genel performansı ve küresel piyasalardaki arz-talep dengeleri bulunuyor. Ancak son dönemde ABD dolarının değerinde bir gerileme beklentisi doğuran ters rüzgarlar etkisini artırmaya başladı.

Haber Giriş Tarihi: 06.11.2024 16:05
Haber Güncellenme Tarihi: 06.11.2024 16:05

2023’te enflasyonu kontrol altına almak için agresif bir faiz artırımı döngüsüne giren ABD Merkez Bankası (Fed), faiz oranlarını artırarak doların değerini korumaya çalıştı. Ancak enflasyonun yavaşlaması ve büyümenin yavaşlama işaretleri göstermesi, Fed’in bu politikada daha fazla ısrarcı olmaması gerektiği yönündeki tartışmaları gündeme getirdi. 2024 yılı başlarında yapılan açıklamalarda Fed, daha temkinli bir faiz politikası izleyebileceğini işaret etti. Analistlere göre, faiz artış hızının düşmesi veya faiz oranlarının sabit tutulması dolara olan talebi azaltabilir.

Özellikle, faiz artırımı hızının düşmesi ve sabit tutulması durumunda yatırımcılar, getiri beklentisi yüksek olan diğer para birimlerine ve emtialara yönelebilir. Bu durum doların diğer para birimlerine karşı değer kaybetmesine neden olabilir.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar, 2024 yılında küresel büyümenin yavaşlayacağını öngörüyor. Özellikle Çin ve Avrupa Birliği gibi büyük ekonomilerdeki ekonomik daralma beklentileri, doların güvenli liman rolünü zayıflatabilir. Küresel ticaret hacminin daralması durumunda, ticarette kullanılan dolar talebinin de azalması muhtemel.

Ayrıca Çin, Rusya ve bazı gelişmekte olan ülkeler arasında alternatif ödeme sistemleri ve yerel para birimleriyle ticaret yapma eğilimi de doların küresel ticaretteki etkinliğini sınırlıyor. BRICS ülkelerinin kendi aralarında dolara bağımlılığı azaltmayı amaçlayan yeni stratejiler geliştirmesi, doları zayıflatan bir diğer etken olarak öne çıkıyor.

ABD’nin artan kamu borcu, dolar için risk faktörlerinden biri olarak gösteriliyor. 2023 itibarıyla ABD’nin kamu borcu, ülke GSYİH'sinin 5’ine ulaşmış durumda. ABD’nin borçlanma seviyelerinin bu denli yüksek olması, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yakından izleniyor. Ülkedeki siyasi kutuplaşma ve borç tavanı müzakereleri, yatırımcı güvenini olumsuz etkileyebiliyor. Bu durum, ABD hazine tahvillerine olan ilgiyi azaltabilir ve dolara olan güveni sarsabilir.

Doların değer kaybetme beklentisi, yatırımcıları alternatif güvenli limanlara yönlendiriyor. Altın gibi geleneksel güvenli liman varlıkları, dolara olan bağımlılığın azalmasıyla birlikte yatırımcılar için cazip hale geliyor. Bloomberg tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2024 yılında altın fiyatlarında ’a varan bir artış bekleniyor. Yatırımcıların altın ve diğer değerli metallere yönelmesi, doların değerinde baskı yaratabilir.

Doların zayıflamasına karşılık Euro, Japon Yeni ve Çin Yuanı gibi para birimlerinin güçlenme potansiyeli de dikkat çekiyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) para politikalarındaki genişlemeci adımlar ve Çin’in yuanın değerini artırma stratejisi, yatırımcıları alternatif para birimlerine yönlendirebilir. Özellikle Avrupa Birliği ekonomisinde toparlanma belirtileri gösterirse, Euro dolara karşı daha cazip hale gelebilir.

(Fatma Hatun Altıkardeş)