Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ve UNICEF’in ortaklaşa yayımladığı yeni bir rapora göre, dünya genelinde her 7 gençten 1’i ciddi ruh sağlığı sorunları yaşıyor. 10-19 yaş aralığındaki gençler arasında anksiyete, depresyon ve stres gibi sorunların artışı, küresel ölçekte bir kriz olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu sorunun yalnızca bireylerin yaşam kalitesini değil, aynı zamanda toplumların geleceğini de tehdit ettiğini vurguluyor.
UNICEF tarafından 2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, dünya genelinde 10-19 yaş arasındaki gençlerin %14’ü depresyon veya anksiyete belirtileri gösteriyor. Bu oran, düşük ve orta gelirli ülkelerde daha yüksek seviyelerde seyrederken, kız çocuklarında bu sorunlara daha sık rastlanıyor.
COVID-19 pandemisinin etkileri, gençlerin ruh sağlığını daha da kötüleştirdi. DSÖ’nün yayımladığı bir rapor, pandeminin ilk iki yılında gençler arasındaki depresyon vakalarının %25 oranında arttığını ortaya koyuyor. Uzaktan eğitim, sosyal izolasyon ve belirsizlik, bu artışın en önemli nedenleri arasında gösteriliyor.
Dünya genelinde intihar, 15-19 yaş grubundaki gençler arasında dördüncü en yaygın ölüm nedeni olarak dikkat çekiyor. Her yıl yaklaşık 45.000 genç intihar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Stanford Üniversitesi’nin 2024 yılında yaptığı bir çalışma, sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koydu. Araştırmaya göre, günde 3 saatten fazla sosyal medya kullanan gençlerin %35’inde anksiyete belirtileri görülüyor. Olumsuz içerik, siber zorbalık ve "ideal beden" algısı, bu etkilerin ana nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
Uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmede: “Gençler, hem biyolojik hem de psikolojik olarak hassas bir dönemden geçiyorlar. Eğitim, aile ilişkileri, sosyal medya ve çevresel faktörler bu süreçte büyük rol oynuyor. Özellikle pandeminin etkisi, gençlerin ruh sağlığını ciddi şekilde zedeledi. Şimdi bu durumu tersine çevirmek için hızlı adımlar atmamız gerekiyor” ifadeleri yer alıyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)