Araştırmalara göre, küresel elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı her yıl artıyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verileri, 2023 yılı sonunda güneş ve rüzgar enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payının ’ye ulaştığını gösteriyor. Uzmanlar, 2050’ye kadar elektriğin %90’ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanacağını öngörüyor. Bu durum, fosil yakıt kullanımının azalmasıyla karbon emisyonlarını düşürerek iklim değişikliğiyle mücadeleyi destekleyecek.
Elektrik çağının getirdiği en büyük değişimlerden biri, sektörlerin elektrifikasyonudur. Taşımacılık sektöründe elektrikli araçların yaygınlaşması, içten yanmalı motorların yerini alıyor. Yapılan bir çalışmaya göre, 2030’a kadar dünya genelinde satılan araçların %50'sinin elektrikli olması bekleniyor. Aynı zamanda sanayi ve inşaat gibi enerji yoğun sektörlerde de fosil yakıtların yerini elektrik tabanlı çözümler alacak.
Elektrik üretiminin aralıksız sürdürülebilmesi için enerji depolama sistemleri kritik bir rol oynayacak. Lityum-iyon ve diğer gelişmiş batarya teknolojileri, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin verimli bir şekilde depolanmasına imkan tanıyacak. Ayrıca enerji verimliliğini artırmak için hidrojen depolama sistemleri ve akıllı şebekeler yaygınlaşacak.
Elektrik çağı, enerji piyasalarındaki güç dengesini de değiştirecek. Çin, Avrupa Birliği ve ABD gibi büyük ekonomiler, yenilenebilir enerji ve batarya teknolojilerindeki yatırımlarıyla geleceğin enerji liderleri olmaya hazırlanıyor. Türkiye de bu yarışta yerini alarak, özellikle güneş enerjisi ve enerji depolama sistemleri alanında güçlü bir aktör olmayı hedefliyor. 2024 yılında Türkiye, enerji depolama projelerine 3 milyar dolar yatırım yapmayı planladığını açıkladı.
(Özkan Güngörmez)