Dünyada hızla büyüyen enerji talebi, mevcut fosil yakıt kaynaklarının sınırlı oluşu ve çevresel etkilerle birleştiğinde, birçok ülkeyi enerji kriziyle karşı karşıya bırakıyor. Uzmanlara göre, krizden çıkış yolunun en kritik adımlarından biri yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmak.
Yapılan bilimsel araştırmalar, güneş ve rüzgar enerjisinden elde edilebilecek potansiyelin, dünya enerji ihtiyacını karşılamak için fazlasıyla yeterli olduğuna işaret ediyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) 2023 tarihli raporuna göre, son on yılda yenilenebilir enerji yatırımları yüzde 50 oranında arttı. Bununla birlikte, bu yatırımlar küresel düzeyde hala yeterli değil. Rapor, 2050 yılına kadar karbon nötr hedefine ulaşmak için yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye özelinde ise yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim hız kazandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, 2022 yılı sonu itibarıyla enerji üretiminin yüzde 42'si yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarındaki artış dikkat çekerken, uzmanlar bu alandaki teknolojik altyapının güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Ancak, yenilenebilir enerjiye geçişte bazı zorluklar da söz konusu. Altyapı eksiklikleri, depolama sorunları ve yüksek yatırım maliyetleri, ülkelerin hızlı adaptasyonunu kısıtlayan etmenler arasında yer alıyor. Dünya Bankası’nın bir başka raporunda, yenilenebilir enerji projelerine daha fazla finansal destek sağlanmasının ve uluslararası iş birliğinin önemine değiniliyor.
Öte yandan, bireysel ve yerel ölçekte alınabilecek önlemler de büyük önem taşıyor. Enerji verimliliğini artıracak teknolojilerin yaygınlaştırılması ve eğitim programları aracılığıyla farkındalık yaratılması, krizle mücadelede etkili olabilir.
(Fatma Hatun Altıkardeş)