Evde parkinson hastalığı takibi için geliştirilen yeni teknolojiler, Türkiye'de de uygulanmaya başlanarak parkinson hastalarının yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Bu teknolojiler, hastaların ev ortamında kolayca takip edilmesine olanak tanırken, aynı zamanda sağlık profesyonellerine düzenli veri akışı sağlayarak tedavi süreçlerinde önemli bir rol oynuyor. Parkinson hastalığı gibi uzun süreli nörolojik rahatsızlıkların takibi, hastaların yaşam kalitesini doğrudan etkileyen faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Yeni nesil evde takip sistemleri, giyilebilir cihazlar, mobil uygulamalar ve ev içi sensörler gibi teknolojik araçlarla hastaların durumunu sürekli izliyor. Türkiye’de de başlatılan bu uygulamalar, hastaların günlük hareketlerini, ilaç kullanımlarını, uyku düzenlerini ve titreme sıklıklarını kaydederek tedavi süreçlerine dair düzenli veri sağlıyor. Bu veriler, hastalığın seyrini takip etmek için doktorlara iletiliyor ve tedavi planlarında anlık değişiklik yapma fırsatı sunuyor.
Giyilebilir cihazlar, parkinson hastalarının yaşam kalitesini yükselten önemli bir bileşen olarak kabul ediliyor. Türkiye’de de kullanımı hızla artan bu cihazlar, hastanın hareketlerini ve kas aktivitelerini izleyerek titreme ve hareket yavaşlığı gibi semptomları algılayabiliyor. Cihazlar tarafından toplanan bu veriler, cep telefonları veya bilgisayarlar aracılığıyla doktorlara iletiliyor.
Yapay zeka destekli uygulamalar, hastaların durumunu izlemek ve tedavi süreçlerini optimize etmek için önemli bir araç olarak dikkat çekiyor. Örneğin, Türkiye’de kullanılan bir mobil uygulama, hastanın hareketlerini analiz ederek, gün içindeki hareket hızını ve yönünü değerlendiriyor. Yapay zeka algoritmaları, bu verileri kullanarak hastanın durumunda bir kötüleşme olup olmadığını tespit edebiliyor. Aynı zamanda hastanın ilaç alma alışkanlıklarını gözlemleyip doktorlara öneriler sunabiliyor. Böylece, doktorlar hastalığın seyrine göre ilaç dozajını ve tedavi planını anında güncelleyebiliyor.
Evde parkinson takibi hastalar ve aileleri için büyük kolaylıklar sağlıyor. İlk olarak, hastalar hastanelere sık sık gitmek zorunda kalmadan sağlık durumlarını kontrol altında tutabiliyorlar. Bu durum, özellikle hareket güçlüğü çeken veya şehir merkezine uzak yaşayan hastalar için büyük bir avantaj sağlıyor.
Ayrıca, bu sistemler, hastaların ilaçlarını düzenli bir şekilde almasına yardımcı oluyor. Mobil uygulamalar aracılığıyla hastalara ilaç hatırlatmaları yapılabiliyor ve ilaç saatlerinde bildirimler gönderiliyor. Özellikle parkinson hastalığı gibi kronik rahatsızlıklarla mücadele eden hastalar için bu özellik, tedavinin aksatılmaması açısından oldukça önemli.
Evde sağlık takibi sistemleri, dijitalleşme yolunda ilerleyen sağlık sektörünün önemli bir parçası olarak görülüyor. Türkiye’de bu teknolojilere olan talebin artmasıyla beraber, sağlık sektörü dijitalleşme sürecine hız kazandırmakta. Bu uygulamalar, sadece parkinson hastalığı ile sınırlı kalmayıp diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların takibinde de kullanılmaktadır.
Sağlık sektöründeki dijital dönüşüm uzmanları, gelecekte hastaların uzaktan daha fazla izlenmesiyle birlikte evde sağlık sistemlerinin daha da yaygınlaşacağını belirtiyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)