Amerika Psikiyatri Birliği'nin 2022 yılında yürüttüğü geniş kapsamlı bir yazılım, ekran süresi ile kopyalar ve anksiyete arasındaki ilişki incelendi. 18-35 yaş arası 5.000 kişi üzerinde yapılan bu araştırmada, günde 3'ten fazla ekran başında zaman geçirenler, daha düşük ekran süresine sahip bireylere kıyasla %30 oranında daha fazla belirtiler gösterdiği ortaya kondu. Araştırma, ekran süresi özellikleri ruh sağlığı sorunlarının da daha yaygın hale geldiğini belirtiyor.
Uzmanlar, uzun süre ekrana maruz kalmanın beyindeki dopaminin değiştiğini belirtiyor. Dopamin, bireyin kendini iyi hissetmesini sağlayan bir kimyasal ve ekran süresine bağlı olarak düzenlendiğinde salgılanmaya karşı korunma riskini artırabilmektedir. Özellikle sosyal medya kullanımı, sayesinde sürekli olarak yeni içerik arayışına sokarak dopamin seviyesini dalgalandırıyor. Michigan Üniversitesi tarafından yapılan başka bir araştırmada, günde 3'ten fazla sosyal medya kullanıcısının anksiyete belirtileri gösterme oranlarının %25 daha yüksek olduğu tespit edildi. Bu durum, sosyal medya platformlarının sunduğu hızlı ve sürekli içeriklerin, kullanıcıların ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyeceğini gösteriyor.
Ekran sürelerinin özellikle çocukların ve çocukların üzerindeki bağlantıları daha da dikkat çekicidir. İngiltere'deki Royal Society for Public Health tarafından yürütülen bir araştırma, ekran süresi boyunca gençlerin kendine güven ve sosyal gelişmelerde zayıflama gösterdiğini ortaya koydu. Çalışma, günlük ekran verilerinin 3 saat aşımının gençlerde yalnızlık ve hissini güçlendirdiğini, buna ek olarak sosyal yalıtımın arttığını ifade ediyor.
Uzun ömürlü ekran kullanımı, uyku koşullarındaki olumsuzlukları giderir. Ekranlardan yayılan mavi ışık, melatonin salınımının baskılanmasıyla dalmayı zorlaştırıyor. New York Üniversitesi'nde yapılan bir gelişme, yatmadan önce 1 saatten fazla ekran kullananların %40'ında uyku sorunlarının yaşandığı tespit edildi. Uyku eksikliği, bireyleri varlığı ve anksiyeteye daha açık hale getirmek. Araştırmacılar, ekrandaki uyku düzeninin zarar göreceğini ve bunun da ruhun olumsuz yönde etkileneceğini vurguluyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)