
Merkez Bankası ve çeşitli ekonomi araştırma kuruluşları tarafından sunulan veriler, son beş yıl içinde tasarrufların gelirden aldığı payın belirgin bir şekilde azaldığını gösteriyor. Örneğin, 2017 yılında toplam gelir içinde %16 olan ortalama tasarruf oranı, 2022 yılında %11 seviyesine gerilemiş durumda. Bu keskin düşüş, özellikle düşük ve orta gelir grubundaki hanelerde daha belirgin şekilde ortaya çıkıyor.
Bu durumun arkasında yatan nedenlere ilişkin yapılan analizlerde, yüksek enflasyon oranlarının ciddi bir belirleyici faktör olduğunun altı çiziliyor. Tüketim mallarındaki fiyat artışları, hane halklarını temel ihtiyaçlarına yönelik harcamaları artırmaya zorlayarak tasarruf için ayrılabilecek gelir miktarını azaltıyor. Diğer yandan, kredi borçlanmalarındaki artış ve tüketim odaklı yaşam tarzı da bireylerin tasarruf yapma olanaklarını sınırlıyor.
Ekonomistler, bu tabloya dikkat çekerek bireysel tasarrufların azalmasının ülkede uzun vadeli ekonomik istikrara yönelik riskler doğurabileceğini vurguluyor. Ekonomistlere göre düşük tasarruf oranları, yatırımları desteklemek için gereken finansmanın sağlanmasını güçleştirebilir ve ekonomik büyümenin önünde engel oluşturabilir. Aynı zamanda ani ekonomik krizler karşısında hane halklarının savunmasız kalmasına yol açabilir.
Uzmanlar, bu durumun çözümü için bireysel ve toplumsal düzeyde önlem alınması gerektiğine işaret ediyor. Finansal okuryazarlığın artırılması, tasarrufu özendiren teşvik politikalarının devreye sokulması ve enflasyonla mücadele konularında daha etkin adımlar atılması öneriliyor. Örneğin, bireyleri daha küçük miktarlarda da olsa düzenli tasarruf etmeye yönlendiren kamu kampanyaları, bu oranların toparlanmasına yardımcı olabilir.
(Sema Yüksel Güngörmez)