2024 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayınlanan bir rapora göre, hava kirliliğine uzun süre maruz kalmak, göz sağlığı üzerinde doğrudan olumsuz etkiler yaratıyor. Bu etkilere neden olan en önemli kirleticiler arasında ince partikül maddeler (PM2.5), azot dioksit (NO2) ve ozon (O3) bulunuyor.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir çalışmada, PM2.5 seviyelerinin yüksek olduğu bölgelerde yaşayan bireylerin göz kuruluğu sendromu geliştirme riskinin %30 oranında arttığı belirlendi. Çalışma kapsamında, 10 yıl boyunca 40.000 kişinin sağlık verileri incelendi ve göz kuruluğunun hava kirliliğine bağlı olduğu sonucuna varıldı.
Türkiye’de yapılan bir araştırma ise İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde yaşayan bireylerin %40’ının hava kirliliği nedeniyle göz rahatsızlıklarından şikayetçi olduğunu ortaya koydu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından yürütülen araştırmada, uzun süre dış ortamda çalışan bireylerde alerjik konjonktivit oranının belirgin şekilde yüksek olduğu gözlemlendi.
Hava kirliliğinin gözler üzerinde yaratabileceği başlıca etkiler şunlardır:
Göz Kuruluğu: Havadaki kirleticiler, gözyaşı tabakasının dengesini bozarak göz kuruluğuna neden olabilir.
Alerjik Konjonktivit: Polen ve toz partiküllerine ek olarak hava kirleticiler de gözlerde alerjiye yol açabilir.
Görme Kaybı Riski: Ozon ve azot dioksit, uzun vadede retina hücrelerine zarar verebilir.
Göz hastalıkları uzmanı tarafından yapılan açıklamada, "Hava kirliliği yalnızca solunum yollarını değil, gözlerimizi de tehdit ediyor. Özellikle partikül maddelere uzun süre maruz kalmak, göz kuruluğu ve alerjik reaksiyonları tetikliyor. Bu nedenle kirliliğin yoğun olduğu dönemlerde dış ortamda uzun süre kalmaktan kaçınılmalı" ifadeleri yer aldı.
Araştırmacılar, hava kirliliğinin azaltılması için daha güçlü çevre politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Yeşil alanların artırılması, araç emisyonlarının kontrolü ve sanayi kaynaklı kirleticilerin azaltılması bu sorunun çözümünde kritik önem taşıyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)