Hazır giyimde kriz derinleşiyor

Küresel ekonomik belirsizlikler, artan enflasyon oranları ve değişen tüketici alışkanlıkları, birçok sektörü olumsuz etkilerken, hazır giyim sektörü de bu dalgadan payını alıyor.

Haber Giriş Tarihi: 20.08.2024 15:39
Haber Güncellenme Tarihi: 20.08.2024 15:39

Türkiye’nin en önemli ihracat kalemlerinden biri olan hazır giyim sektörü, son dönemde yaşanan krizle birlikte zorlu bir döneme girdi. Sektör temsilcileri, yaşanan krizin daha da derinleşebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nin (TGSD) 2024 yılı ilk yarısına ilişkin yayımladığı rapora göre, hazır giyim sektöründe ciddi bir daralma yaşanıyor. Raporda, hem iç piyasada hem de ihracatta yaşanan talep düşüşünün, sektörün gelirlerinde önemli bir azalmaya yol açtığı belirtiliyor. İhracat hacmi, bir önceki yılın aynı dönemine göre oranında düşerken, iç piyasada satışlar %20'nin üzerinde azaldı.

Bu düşüşün temel sebepleri arasında, artan üretim maliyetleri, enerji fiyatlarındaki yükseliş ve global tedarik zincirindeki aksamalar gösteriliyor. Ayrıca, tüketicilerin değişen alışveriş alışkanlıkları, özellikle dijital platformlara kayış ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle harcamalarını kısmaları, sektör üzerindeki baskıyı artırıyor.

Sektör temsilcileri, bu krizden çıkış yolu bulmak için çeşitli önerilerde bulunuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı, "Hazır giyim sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biridir. Ancak son dönemde yaşadığımız kriz, sektörün sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişeler doğuruyor. Maliyet artışları, üreticileri zor durumda bırakırken, artan enflasyon da tüketici talebini olumsuz etkiliyor" dedi.

Sektör temsilcileri, krizin derinleşmesini önlemek için birkaç strateji üzerinde duruyor. İlk olarak, üretim maliyetlerini azaltmak amacıyla, yenilikçi ve sürdürülebilir üretim yöntemlerine yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor. Özellikle enerji verimliliği sağlayan teknolojilere geçişin, maliyetler üzerinde olumlu bir etkisi olacağı düşünülüyor.

İkinci olarak, iç piyasada tüketici güvenini artırmak ve harcamaları teşvik etmek için indirim kampanyaları ve çeşitli promosyonların hayata geçirilmesi öneriliyor. Ayrıca, dijital dönüşümün hızlandırılması, e-ticaret kanallarının etkin kullanımının artırılması, sektördeki satışların yeniden canlanmasına yardımcı olabilir.

Üçüncü olarak ise, ihracat pazarlarını çeşitlendirme stratejisi öneriliyor. Avrupa Birliği’ne olan ihracata bağımlılığı azaltmak için, Asya ve Afrika pazarlarına açılmak sektörün küresel rekabet gücünü artırabilir. Bu doğrultuda, devlet destekli ticaret heyetleri ve uluslararası fuar katılımları da önemli bir adım olarak görülüyor.

(Özkan Güngörmez)