Avrupa'da, gelişmiş sağlık sistemleri, daha etkili tedavi yöntemleri ve halk sağlığı kampanyalarının yaygınlaşması sayesinde inme kaynaklı ölümler azalmış durumda. Avrupa İnme Örgütü'nün (ESO) 2023 yılı verilerine göre, inme kaynaklı ölüm oranları son on yıl içinde %20 oranında düşüş gösterdi. Bu başarı, özellikle yüksek tansiyon, diyabet ve obezite gibi inme risk faktörlerinin erken teşhisi ve tedavisine odaklanılmasıyla ilişkilendiriliyor.
Ayrıca, Avrupa ülkelerinde uygulanan inme merkezlerinin ve acil müdahale protokollerinin iyileştirilmesi, hastaların erken dönemde tedaviye erişimini artırdı. Trombolitik tedaviler (pıhtı çözücü ilaçlar) ve mekanik trombektomi gibi modern tedavi yöntemleri, inmeye erken müdahale edilmesi durumunda hastaların iyileşme oranlarını artırdı.
Dünya genelinde ise durum daha endişe verici. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayımlanan 2023 raporuna göre, küresel inme vakaları ve bu vakalar sonucunda meydana gelen ölümler son on yılda oranında artış gösterdi. Özellikle Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi düşük ve orta gelirli bölgelerde inme kaynaklı ölümler ciddi bir artış eğiliminde. WHO, dünya genelinde her yıl 6,5 milyon insanın inme nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirmektedir.
Bu artışın en önemli nedenleri arasında:
Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan insanların yeterli sağlık hizmetlerine erişiminde zorluklar yaşanıyor. Acil durumlarda inme tedavisine geç kalınması ölüm oranlarını artırıyor.
Düşük gelirli ülkelerde sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yüksek tansiyon ve obezite gibi inme risk faktörlerinin yaygınlaşmasına neden oluyor.
Gelişmekte olan ülkelerde de yaşlı nüfusun artması, inme riskini artıran demografik bir faktör olarak öne çıkıyor.
"The Lancet Neurology" dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, küresel inme vakalarındaki artışın arkasında temel olarak iki önemli faktör yer alıyor: hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve sigara kullanımı. Bu çalışmaya göre, dünya genelinde hipertansiyon oranlarının kontrol altına alınmaması, düşük gelirli ülkelerde inme riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Aynı araştırmada, sigara kullanımının azalmasıyla birlikte Avrupa ve Kuzey Amerika gibi bölgelerde inme vakalarının azaldığı, ancak bu eğilimin düşük gelirli ülkelerde ters yönde olduğu vurgulanmıştır.
Ayrıca, gelişmiş ülkelerdeki halk sağlığı politikalarının, inme farkındalığını artırma ve risk faktörlerini kontrol altına alma konusunda daha başarılı olduğu ortaya konulmuştur. Özellikle batı Avrupa ülkeleri, sigara kullanımını azaltmaya yönelik etkili kampanyalar, tansiyon kontrolü için yaygın tarama programları ve toplum sağlığına yönelik eğitimlerle inme riskini önemli ölçüde düşürmüştür.
(Sercan Uslubaş)