İşe alım süreçlerinin giderek daha fazla yapay zekâ (YZ) ve otomasyon sistemlerine bırakıldığı bir döneme giriyoruz. Çalışmalar, 2024 ve sonrasında iş gücü piyasasında büyük bir dönüşüm yaşanacağını ve işe alımların %80'ine kadarının YZ tarafından yönetilebileceğini gösteriyor. Bu değişim, hem maliyetleri azaltmak hem de verimliliği artırmak amacıyla şirketlerin YZ çözümlerine yöneldiğini ortaya koyuyor.
Özellikle büyük veri analitiği ve makine öğrenmesi tabanlı sistemler, iş ilanlarına yapılan başvuruları inceleyerek uygun adayları önceden filtreliyor. Bu da işe alım ekiplerinin zamandan tasarruf etmesini ve insan kaynakları süreçlerinin daha hızlı yürütülmesini sağlıyor. Ayrıca, adaylarla ön görüşmeler yapabilen chatbot sistemleri ve psikometrik testlerin otomatik analizi gibi araçlar yaygın olarak kullanılıyor. Örneğin, bazı araştırmalara göre işe alım chatbotları, mülakat öncesi adayı değerlendirmede %86 oranında başarı sağlıyor ve bekleme sürelerini önemli ölçüde kısaltıyor.
YZ’nin işe alımlardaki etkisi sadece hız ve verimlilik ile sınırlı kalmıyor. İnsan kaynakları ekipleri, YZ’nin önyargısız kararlar alma potansiyelinden de yararlanmayı hedefliyor. Ancak, bu sistemlerin doğru eğitilmemesi durumunda mevcut toplumsal önyargıları yeniden üretebileceği yönünde bazı endişeler de bulunuyor. Ayrıca, YZ kullanımı ile birlikte işe alım uzmanlarının rollerinin değişeceği ve daha stratejik işlere odaklanacakları öngörülüyor.
Araştırma bulgularınca, dünya genelindeki şirketlerin %96’sının doğru yetenekleri bulma konusunda YZ’ye güvendiğini ve gelecekte insan-makine iş birliğinin daha da derinleşeceğini işaret ediyor. Ancak, iş süreçlerinin tamamen otomasyona geçmesi insan kaynakları uzmanlarının iş gücünün duygusal zekâsını değerlendirme alanında daha fazla rol üstlenmesini gerektirebilir.
(Özkan Güngörmez)