Özellikle kadınların iş gücüne katılım oranındaki artış, bu pozitif gelişmenin en belirgin unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Kadın istihdamına yönelik teşviklerin artması, esnek çalışma modellerinin yaygınlaşması ve girişimcilik destek programlarının etkisiyle kadınların işgücüne katılım oranı %36,5’e yükseldi. Bu oran, Türkiye’nin son 10 yılda ulaştığı en yüksek seviyeyi işaret ediyor.
Genç nüfus arasında da iş gücüne katılım oranlarında iyileşmeler gözlemleniyor. Üniversitelerde uygulamalı eğitim programlarının artırılması, teknoloji odaklı iş alanlarının genişlemesi ve girişimcilik ekosistemine yapılan yatırımlar, genç işgücünün iş piyasasına daha aktif bir şekilde katılmasını sağladı. Gençler arasında işgücüne katılım oranı %42’ye yükselerek son yılların en yüksek seviyelerine ulaştı.
Hükümetin hayata geçirdiği “Ulusal İstihdam Stratejisi” ve özel sektörle yapılan ortak projeler, işgücü piyasasında olumlu etkiler yaratıyor. Özellikle, bölgeler arası eşitsizliklerin azaltılması amacıyla kırsal bölgelerde uygulanan mikro kredi programları ve mesleki eğitim projeleri, daha fazla bireyin işgücüne katılmasına olanak tanıyor. Aynı zamanda Türkiye ekonomisinde yaşanan büyüme, işletmelerin daha fazla iş gücü talep etmesine neden olarak iş gücüne katılımı destekliyor.
İşgücüne katılım oranındaki bu artış memnuniyet verici olsa da uzmanlar, sürdürülebilirlik konusunda uyarılarda bulunuyor. Araştırmacı uzman, “Artış sevindirici ancak sürdürülebilir bir büyüme için eğitimin iş piyasası taleplerine uyumlu hale getirilmesi ve kayıt dışı istihdamın azaltılması gerekiyor. Ayrıca kadınların iş gücüne katılımını artıracak kreş desteği gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalı,” şeklinde değerlendirmede bulundu.
(Fatma Hatun Altıkardeş)