İşitmeye olan asıl zarar, sese maruz kalınan süre!

Günümüzde, kulaklık kullanımının artması, kalabalık şehirlerdeki yoğun trafik, sanayi alanlarında çalışanların maruz kaldığı makinelerin gürültüsü ve yüksek sesli müzik gibi birçok faktör, işitme sağlığını tehdit eden unsurların başında geliyor. Ancak uzmanlar, işitme kaybında yalnızca sesin şiddetinin değil, sese maruz kalınan sürenin de kritik bir rol oynadığını vurguluyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan araştırmalar, uzun süre gürültüye maruz kalan bireylerde kalıcı işitme kaybı riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Haber Giriş Tarihi: 04.11.2024 15:14
Haber Güncellenme Tarihi: 04.11.2024 15:14

Araştırmalara göre, 85 desibel üzerindeki ses seviyelerine uzun süre maruz kalmak, işitme kaybına yol açabiliyor. Özellikle sanayi çalışanları, müzisyenler ve yoğun trafik ortamında çalışan kişiler, yüksek gürültüye sürekli maruz kalan risk grupları arasında yer alıyor. DSÖ, 85 desibel ses seviyesine günde 8 saatten fazla maruz kalmanın işitme sağlığı için tehlikeli olduğunu bildiriyor. Bu seviye, şehirde yoğun trafiğin olduğu bölgelerde sıklıkla ölçülen gürültü seviyesiyle benzerlik gösteriyor.

Özellikle gençler arasında kulaklıkla müzik dinleme alışkanlığının yaygınlaşması, işitme sağlığı üzerinde ciddi bir risk oluşturuyor. Yapılan bir araştırmaya göre, gençlerin %50’si, önerilen sınırın üzerinde bir ses seviyesiyle kulaklık kullanıyor ve bu durum, erken yaşta işitme kaybına neden olabiliyor. Ayrıca, fabrikalarda çalışan ve sürekli olarak gürültülü makinelere maruz kalan işçiler de risk grubunda yer alıyor. Türkiye’de işitme kaybı vakalarının yaklaşık %25’i, mesleki nedenlere bağlı olarak gelişiyor. Bu da iş yerinde işitme koruyucu ekipman kullanımının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

   Araştırmalar, yüksek ses seviyelerine maruz kalmanın yanı sıra, bu gürültüye maruz kalma süresinin de işitme sağlığı üzerinde belirleyici bir faktör olduğunu kanıtlıyor. Örneğin, 90 desibel ses seviyesine 2 saat maruz kalmak ile 85 desibel ses seviyesine 8 saat maruz kalmak, işitme kaybı açısından benzer riskler taşıyor. Yani, gürültü seviyesindeki küçük bir artış, güvenli maruz kalma süresini önemli ölçüde kısaltabiliyor. İşitme kaybı, ses dalgalarının iç kulakta yer alan hassas tüylü hücrelere zarar vermesiyle başlar. Bu hücrelerin zarar görmesi ise geri döndürülemez bir işitme kaybına yol açabilir.

İşitme kaybını önlemek için uzmanlar, özellikle uzun süre yüksek sesli ortamlarda bulunan kişilere bazı önlemler öneriyor. Kulaklık kullanımında ses seviyesini %60’ın altında tutmak ve kulaklıkla müzik dinleme süresini günde bir saatle sınırlamak, işitme sağlığı açısından önemli bir tedbir olarak öne çıkıyor. Ayrıca, gürültülü iş ortamlarında çalışan kişilerin işitme koruyucu ekipman kullanmaları, işitme kaybını önlemek için oldukça kritik. Gürültüye maruz kalınan ortamlarda sık sık dinlenme araları vermek de kulakların dinlenmesini ve ses hassasiyetinin azalmasını sağlıyor.

   Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, 85 desibel üzerinde sese 8 saatten fazla maruz kalmanın iç kulakta kalıcı hasara neden olabileceği belirtildi. Araştırmada, deneklerin 8 saat boyunca 85 desibel seviyesindeki sese maruz kaldıktan sonra işitme kaybı belirtileri gösterdiği kaydedildi. Ayrıca, Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) verilerine göre, 100 desibel üzerindeki seslere yalnızca 15 dakika maruz kalmak bile kalıcı işitme kaybı riskini artırıyor. Bu nedenle, ses seviyesi ne kadar yüksekse, maruz kalma süresinin de o kadar kısaltılması gerektiği belirtiliyor.

(Fatma Hatun Altıkardeş)