ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, özellikle yarı iletkenler ve iletişim teknolojileri alanında küresel bir krize neden oldu. 2018 yılında başlayan ve halen devam eden bu süreçte, ABD’nin Çin merkezli Huawei ve diğer teknoloji firmalarına uyguladığı yaptırımlar, tedarik zincirini derinden sarstı. Amerikan yarı iletken şirketleri, Çin pazarında faaliyet göstermekte zorlanırken, Çinli firmalar ise kendi çip ve teknoloji altyapısını geliştirmek için milyarlarca dolar yatırım yapıyor.
ABD Ticaret Bakanlığı’nın bir araştırmasına göre, yarı iletken tedarikinde yaşanan sıkıntılar, dünya genelinde 200 milyar dolarlık üretim kaybına yol açtı. Bu durum, elektronik cihaz fiyatlarında artışa neden olurken, küresel teknoloji sektöründe de yeni tedarik zinciri çözümleri geliştirme ihtiyacını gündeme getirdi. Aynı zamanda Çin’in yarı iletkenlerde bağımsızlığını sağlamak için Ar-Ge yatırımlarını artırması, önümüzdeki yıllarda teknoloji sektöründe büyük bir rekabet dalgası yaratabilir.
Rusya-Ukrayna savaşı, teknoloji sektörünün Doğu Avrupa’daki varlığına da ciddi bir darbe vurdu. Özellikle Ukrayna, birçok uluslararası teknoloji firmasının Ar-Ge ve yazılım geliştirme merkezi konumundaydı. Savaş nedeniyle birçok şirket çalışanını güvenli bölgelere tahliye etmek zorunda kaldı ve operasyonlarında aksamalar yaşandı. Ayrıca, Rusya’ya uygulanan dijital yaptırımlar, Rus internet ekosisteminin dış dünyadan izole olmasına yol açtı.
Google, Microsoft, IBM ve diğer büyük teknoloji devleri, bu bölgedeki operasyonlarını geçici olarak durdurmak zorunda kaldı. Bununla birlikte, siber güvenlik alanında yaşanan gelişmeler de dikkat çekici. Araştırmalar, bu savaşın siber güvenlik stratejilerinde büyük bir değişime neden olduğunu ve özellikle fidye yazılımları ile devlet destekli siber saldırıların arttığını gösteriyor.
Avrupa Birliği (AB), son yıllarda teknoloji devlerini daha sıkı regülasyonlarla denetleme yoluna gidiyor. AB’nin Dijital Pazarlar Yasası (DMA) ve Dijital Hizmetler Yasası (DSA), Google, Facebook ve Amazon gibi devlerin Avrupa’daki faaliyetlerini yeniden yapılandırmasını zorunlu kıldı. AB, bu yasalar aracılığıyla kullanıcı verilerini daha güvenli hale getirmeyi ve tekel oluşturmayı önlemeyi amaçlıyor.
AB'nin yeni regülasyonları, teknoloji devlerinin operasyon maliyetlerini artırırken, bölgedeki yerel teknoloji firmaları için yeni fırsatlar yaratıyor. Avrupa Teknoloji ve Yenilik Ajansı’nın verilerine göre, Avrupa’da küçük ve orta ölçekli teknoloji şirketlerinin pazar payı artıyor ve yerel firmalar, daha büyük oyuncuların bıraktığı boşlukları doldurma şansı buluyor.
Jeopolitik dengelerdeki kaymalar, Güneydoğu Asya’nın teknoloji sektöründe öne çıkmasına da zemin hazırlıyor. Çin’e uygulanan kısıtlamalar ve ABD ile AB’deki yoğun regülasyonlar, teknoloji şirketlerinin alternatif pazarlara yönelmesine yol açtı. Güneydoğu Asya, genç nüfusu, dijitalleşmeye olan ilgisi ve büyüyen ekonomisiyle teknoloji yatırımları için cazip bir bölge haline geldi.
Singapur, Vietnam, Endonezya ve Malezya gibi ülkeler, özellikle fintech, e-ticaret ve yapay zeka alanlarında hızla büyüyor. McKinsey’nin Güneydoğu Asya teknoloji pazarı raporuna göre, bu bölgenin 2025’e kadar dijital ekonomisinde %20’lik bir büyüme bekleniyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)