Kalıcı fonksiyon kaybının en yaygın nedenlerinden biri kas ve iskelet sistemi hastalıklarıdır. Özellikle osteoartrit, disk hernisi ve osteoporoz gibi rahatsızlıklar, tedavi edilmezse hareket kabiliyetini kısıtlayabilir ve uzun vadede kalıcı hasara neden olabilir. Birleşik Krallık'ta yapılan bir çalışmada, dünya genelinde 60 yaş üstü bireylerde osteoartritin en yaygın sakatlık nedenlerinden biri olduğu vurgulanmıştır. Tedavi edilmediği takdirde, bu tür hastalıklar kalıcı sakatlıklara ve fonksiyon kaybına yol açabilir.
Sinir sistemi üzerinde yapılan araştırmalar, kalıcı fonksiyon kaybının bir diğer önemli kaynağı olarak öne çıkmaktadır. Özellikle Multiple Skleroz (MS) ve Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) gibi hastalıklar, sinir hücrelerinin fonksiyonunu kaybetmesi sonucunda ciddi nörolojik hasara yol açar. 2023 yılında Amerikan Nöroloji Derneği tarafından yayımlanan bir rapor, ALS hastalarının %70'inden fazlasının hastalığın ileri aşamalarında kalıcı fonksiyon kaybı yaşadığını ortaya koymuştur.
Diyabet, kalp hastalıkları ve böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıklar da kalıcı fonksiyon kaybına neden olabilir. Diyabet, özellikle kontrol altına alınmadığında periferik nöropati ve diyabetik ayak gibi ciddi komplikasyonlara yol açarak hastaların hareket kabiliyetini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Yale Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, uzun süreli diyabetin, hastaların %25'inde geri dönülmez fonksiyon kaybına neden olduğunu ortaya koymuştur.
Kalıcı fonksiyon kaybının önlenmesinde erken teşhis ve tedavi büyük önem taşımaktadır. Araştırmalar, birçok durumda erken müdahale ile hastalığın ilerleyişinin durdurulabileceğini ve hasarın önlenebileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, fizyoterapi ve rehabilitasyon yöntemleri de kalıcı hasar riskini azaltmada önemli rol oynar.
(Sercan Uslubaş)