Yapılan son araştırmalar, her yıl milyonlarca insanın bu hastalığa yakalandığını ve ölümlerin önemli bir kısmının kanserden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 2024 yılına ait verilerine göre, küresel kanser vakalarında dramatik bir artış yaşanıyor ve 2023'te dünya genelinde yaklaşık 10 milyon insan kanser nedeniyle hayatını kaybetti. Uzmanlar, bu artışın önlenebilir faktörlerle bağlantılı olduğunu vurguluyor.
Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF) tarafından yapılan çalışmalara göre, 2023 yılında dünya genelinde yaklaşık 19.3 milyon yeni kanser vakası teşhis edildi. Bu sayının 2040 yılına kadar 27.5 milyona çıkması öngörülüyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kanser vakalarındaki artış dikkat çekici boyutlara ulaştı.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından yayınlanan raporda, dünya genelinde en sık görülen kanser türlerinin akciğer, meme, prostat ve kolorektal kanserler olduğu belirtiliyor. 2023 yılında teşhis edilen kanser vakalarının .7’sini meme kanseri, .4’ünü akciğer kanseri, .6’sını ise kolorektal kanser vakaları oluşturdu.
Araştırmalar, kanser vakalarının artışında yaşam tarzı faktörlerinin etkili olduğunu gösteriyor. Sigara içme, obezite, yetersiz beslenme, alkol tüketimi ve hareketsizlik, kanser riskini artıran başlıca etmenler olarak öne çıkıyor. Özellikle tütün kullanımı, akciğer kanseri vakalarının %80’inden fazlasıyla ilişkilendiriliyor. Alkol tüketimi ise karaciğer, mide ve ağız kanserleri riskini önemli ölçüde artırıyor.
Türkiye'de de kanser vakaları artmaya devam ediyor. Türk Kanser Derneği’nin verilerine göre, Türkiye'de yılda yaklaşık 230 bin yeni kanser vakası teşhis ediliyor. Bu rakamın, yaşam koşulları ve çevresel faktörlerdeki değişikliklerle birlikte artış göstermesi bekleniyor. Türkiye'de en sık görülen kanser türleri arasında akciğer, meme ve mide kanserleri bulunuyor.
Türkiye'deki kanser vakalarının önemli bir kısmı önlenebilir risk faktörleriyle ilişkilendiriliyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırma, Türkiye'de her yıl yaklaşık 100 bin kişinin sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiğini ortaya koyuyor. Bu da, sigara tüketiminin akciğer kanseri vakalarında başlıca nedenlerden biri olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, kanser vakalarındaki artışın önemli bir kısmının önlenebilir olduğunu vurguluyor. DSÖ'ye göre, kansere bağlı ölümlerin %30-50’si tütün kullanımı, sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite eksikliği ve alkol tüketimi gibi risk faktörlerinden kaçınılarak önlenebilir. Erken tanı ve tarama programları ise kansere bağlı ölümleri azaltmada hayati öneme sahip.
Kanser tarama programları, özellikle meme, rahim ağzı ve kolorektal kanserlerde etkili sonuçlar veriyor. Türkiye’de de kanser tarama programlarının yaygınlaştırılması için sağlık otoriteleri önemli adımlar atıyor. KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) aracılığıyla birçok ilde ücretsiz tarama hizmetleri sunuluyor. Erken teşhis edilen kanser vakalarının tedavi başarısı ise çok daha yüksek.
Tıp dünyasında kanserle mücadelede önemli ilerlemeler kaydediliyor. İmmünoterapi, genetik analizler ve kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları sayesinde kanser tedavisinde daha başarılı sonuçlar elde ediliyor. İmmünoterapi, hastanın bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücreleriyle savaşmasını sağlıyor. Bu yöntem, özellikle metastatik kanser türlerinde umut verici sonuçlar ortaya koyuyor.
Genetik analizler, kanser hastalarında tedavi sürecinin kişiselleştirilmesine olanak tanıyor. Hastanın genetik yapısına uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi, tedavi sürecinin daha etkili olmasını sağlıyor. Bu da, kanser tedavisindeki başarı oranını artırıyor.
(Sercan Uslubaş)