Karanlık korkusu, özellikle çocukluk döneminde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Çocukların yaklaşık %20’sinde görülen bu korku, gelişim sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edilse de, uzun vadede zihinsel ve duygusal gelişim üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Psikologlara göre, karanlık korkusunun temelinde belirsizlik ve kontrol kaybı hissi yatmaktadır. Çocuklar, karanlıkta hayal güçlerinin etkisiyle korkutucu senaryolar oluşturabilir. Bu durum, özellikle beş yaş altındaki çocuklarda yaygındır. Ayrıca, ebeveynlerin tepkileri, korkunun pekişmesinde önemli bir rol oynar. Örneğin, aşırı koruyucu davranışlar, çocukların korkularını kendi başlarına aşmalarını zorlaştırabilir.
2023 yılında yapılan bir araştırmada, karanlık korkusunun çocukların uyku düzeni ve zihinsel sağlığı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Araştırmaya göre;
Karanlık korkusu yaşayan çocukların %60’ında uykuya dalma süresinin uzadığı ve gece uyanmaların daha sık olduğu gözlemlenmiştir.
Yetersiz uyku nedeniyle, bu çocukların %40’ında dikkat dağınıklığı ve öğrenme güçlüğü rapor edilmiştir.
Karanlık korkusunun, çocuklarda genel kaygı seviyesini artırdığı ve sosyal çekilmelere yol açtığı belirtilmiştir.
Araştırma ayrıca, ebeveynlerin çocuklarına destekleyici ve cesaret verici bir yaklaşım sergilemesinin, korkunun şiddetini azaltmada etkili olduğunu göstermiştir.
Karanlık korkusu, çocukların hayal gücünü ve bilişsel becerilerini etkileyebilir. Sürekli korku içinde olan çocuklar, yaratıcı düşünme yerine savunmacı bir zihin yapısına yönelebilir. Ayrıca, sürekli stres altında olan bir çocuk beyninde, öğrenmeyi ve hafızayı olumsuz etkileyebilecek hormonlar salgılanabilir.
(Sema Yüksel Güngörmez)