Son yapılan incelemelerde, ani zayıflıkların bende haber olabileceğine dikkat çekiliyor. Dünya çapındaki vakalarının artışıyla birlikte, bu hayati sağlık sorununun farklı erken ortaya çıkışının önemi daha da ön planda ortaya çıkıyor. Uzmanlar, konuşmanın, özellikle ani kelime bulma güçlüğü ve cümle kurmada zorlanmanın, beyindeki kan oranlarının geçici veya kalıcı olarak bozulduğuna işar
ABD'deki Ulusal İnme Derneği'nin (Ulusal İnme Derneği) gerçekleştirdiği gösterilere göre, içinde geçirdiği yaklaşık %30'unda olaydan önce geçici konuşma bozuklukları tespit edildi. İnsanda yaşayan kişinin beynindeki damarların patlaması veya yırtılması sonucu kan damarların verileri, beyne oksijen gitmesini engelleyerek çeşitli flaşlara yol açabiliyor. biri olan konuşma gücü, beyindeki dil ve konuşma merkezi olan sol yarımkürede hasar meydana geldiğinde sıklıkla görülüyor.
Türkiye'de yapılan bir diğer çalışma da bu durumun doğrular niteliğindedir. Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı tarafından yürütülen araştırma, son üç yıl içinde inme vakaları üzerinde özet bir inceleme yapılarak, daha önce gerçekleşen patlamalar belirtileridi. Çalışmada, hastaların %40'ında konuşma bozuklukları, yüzde ani uyuşma ve kelime bulma güçlüğü gibi belirtilerin saatler veya günler öncesinde gözlendiği tespit edildi.
İnme riskinin artması, yüksek tansiyon, diyabet, kalp hastalıkları ve sigara kullanımı gibi faktörler, bozulma bozukluklarını da tetikleyebilmektedir. Uzmanlar, ani konuşma güçlüğü veya kelime bulma sorununu yaşamakta olduğunuz zaman kaybından bir sağlık alanlarına harcamaları oluştuğunu belirtmektedir. İnmenin erken belirtilerinin hızlı müdahale edilmesi, kalıcı hasar riskinin azaltılmasında büyük rol oynuyor.
Beynin korunması ve içindeki riskin azaltılması için, sağlıklı bir yaşam tarzını öneriyor. Kan basıncının kontrol altında tutulması, düzenli beslenme, düzenli egzersiz yapmak ve sigaradan uzak durmak, riskin azaltılmasında etkili faktörler arasında yer alır. İnme belirtilerine karşı durmak ve konuşma bozukluğu gibi ani değişimler gözlenmemek, bu hastalıkla mücadelenin en önemli adımlarından biri olarak kabul ediliyor.
(Ramazan Gültaş)