Küresel ekonomi Avrupa ve gelişmekte olan ülkelerin etkisiyle büyüyecek

Küresel ekonomi, son yıllarda yaşanan zorluklara rağmen büyümeye devam ederken, Avrupa ve gelişmekte olan ülkelerin bu büyümeye olan katkısı giderek önem kazanıyor. Pandemi sonrası toparlanma, arz zincirindeki bozulmalar ve jeopolitik gerilimler küresel ekonomiyi zorlasa da, bu bölgelerin dinamizmi ve stratejik hamleleri küresel büyümede belirleyici rol oynuyor.

Haber Giriş Tarihi: 08.09.2024 16:23
Haber Güncellenme Tarihi: 08.09.2024 16:23
https://sehirmedya.com/

Avrupa Birliği, dünyanın en büyük ekonomik bloklarından biri olarak küresel büyümeye önemli katkı sağlıyor. 2024 yılında AB ülkelerinde toparlanma işaretleri güçlenirken, özellikle Almanya, Fransa ve İtalya gibi büyük ekonomiler üretim kapasitelerini artırma yolunda adımlar atıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın uyguladığı düşük faiz politikaları, bölgedeki yatırımları ve tüketimi artırarak ekonomik büyümeye destek oluyor.

Ancak, enerji krizleri, artan enflasyon ve Ukrayna'daki savaş gibi faktörler Avrupa ekonomisini olumsuz etkileyen başlıca unsurlar arasında. Bu nedenle, Avrupa'nın ekonomik büyümesi her ne kadar pozitif yönde ilerlese de, kırılganlıklar devam ediyor. Yine de, dijital dönüşüm, yeşil enerji yatırımları ve tedarik zinciri iyileştirmeleri gibi uzun vadeli stratejiler, Avrupa ekonomisinin sürdürülebilir büyüme yolunda ilerlemesini sağlayacak anahtar faktörler olarak öne çıkıyor.

Gelişmekte olan ülkeler, küresel büyüme tahminlerini olumlu yönde etkileyen diğer önemli aktörlerdir. Özellikle Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkeler, yüksek üretim kapasiteleri, geniş iç pazarları ve artan teknoloji yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kurumlar, bu ülkelerin 2024 ve sonrasında küresel büyümeye önemli katkılar sağlayacağını öngörüyor.

Çin’in düşük maliyetli üretim kapasitesi ve teknoloji yatırımları, Asya'nın küresel ticaretteki rolünü güçlendirirken, Hindistan’da yaşanan hızlı dijitalleşme ve hizmet sektörü büyümesi de ekonomide dinamik bir değişime işaret ediyor. Ayrıca, Brezilya gibi Güney Amerika ülkeleri tarım ve doğal kaynak ihracatında artış kaydediyor, bu da bölge ekonomilerini küresel pazarlara daha entegre hale getiriyor.

Avrupa ve gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomiye katkılarındaki önemli bir unsur, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme süreçleri. Avrupa, 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefi doğrultusunda, yeşil enerji yatırımlarına hız verirken, gelişmekte olan ülkeler de bu dönüşüme adapte olma yolunda önemli adımlar atıyor. Bu durum, küresel ekonominin çevresel sürdürülebilirlik ekseninde büyümesine olanak tanıyor.

Dijitalleşme ise hem Avrupa hem de gelişmekte olan ülkelerde iş gücü verimliliğini artırıyor, yeni iş kolları yaratıyor ve ekonomik çeşitliliği sağlıyor. E-ticaret, yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin yaygınlaşması, hem Avrupa’nın rekabet gücünü artırıyor hem de gelişmekte olan ülkelerin küresel ticaretteki payını genişletiyor.

Pandemi sonrası bozulan küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması, Avrupa ve gelişmekte olan ülkeler arasında yeni ticaret yollarının ve iş birliği fırsatlarının doğmasına yol açtı. Özellikle Avrupa, tedarik zincirlerini çeşitlendirme stratejisi ile Asya ve Afrika’daki gelişmekte olan ülkelerle daha yakın ticari ilişkiler geliştirmeye çalışıyor. Bu, hem Avrupa hem de gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesine katkı sağlayacak.

(Sercan Uslubaş)