Küresel lojistik sektörü, son yıllarda giderek karmaşıklaşan tedarik zinciri sorunlarıyla mücadele ediyor. Pandemiyle birlikte ortaya çıkan lojistik darboğazları, artan talep ve azalan tedarik kapasitesiyle birleşerek sektörü zorlamaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, enerji maliyetlerindeki dalgalanmalar, hammadde arzındaki belirsizlikler ve dijital dönüşüm süreçleri, lojistik oyuncularını yeni stratejiler geliştirmeye zorluyor.
Uluslararası bir araştırma şirketi tarafından yapılan yakın tarihli bir çalışmaya göre, lojistik sektöründeki şirketlerin yüzde 65’i, pandemi sonrası dönemde tedarik zincirindeki aksaklıklar nedeniyle operasyonlarında zorluk yaşadıklarını belirtti. Araştırma, özellikle Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki büyük ticaret rotalarında ciddi gecikmeler yaşandığını ortaya koyuyor. Raporda, küresel taşımacılık ağlarının yeniden yapılandırılması gerektiğine vurgu yapılıyor.
Bu sorunları aşmak adına şirketler, teknolojiye yatırım yaparak süreçlerini optimize etmeye çalışıyor. Örneğin, yapay zeka tabanlı tahmin modelleri ve büyük veri analitiği ile lojistik süreçlerin daha etkin şekilde yönetilmesi hedefleniyor. Ayrıca, bazı işletmeler çevik tedarik zinciri yaklaşımlarını benimsemeye başladı; yani alternatif tedarik rotaları ve esnek depolama çözümleri gibi önlemler devreye alındı. Uzmanlar, bu tür yenilikçi adımların sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliği için kritik olacağı görüşünde.
Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar da lojistik sektörünün yeniden güçlenmesi için çeşitli hamleler yapmaya başladı. Özellikle altyapı yatırımları, liman kapasitelerinin artırılması ve uluslararası ticari anlaşmaların hızlandırılması gibi konular ön planda yer alıyor. Avrupa Birliği, geçtiğimiz aylarda sunduğu Yeşil Lojistik Stratejisi ile hem çevresel etkileri azaltmayı hem de tedarik zincirlerini daha dayanıklı hale getirmeyi amaçladığını açıkladı.
(Ramazan Gültaş)