Disleksi, öğrenme güçlüğü olarak bilinen bir durum olup, özellikle okuma, yazma ve dil gelişmesinde zorluklarla kendini gösterir. Uzmanlar, okul öncesindeki dönemdeki disleksi belirtilerini farklı, bireylerin eğitimde yaşayabilecekleri sorunlarla karşılaşmamak için kritik insanlara sahip olduğunu belirtiyor. Son yapılan araştırmalar, erken tanınmanın, kişinin gelişim sürecinin çok daha etkili bir şekilde sunulmasına olanak sağlamasını ortaya koyuyor.
ABD'deki Yale Disleksi Merkezi tarafından yürütülen bir çalışmaya göre, disleksi belirtileri okul öncesinde, 3-5 yaş aralığında gözlemlenebiliyor. Bu dönemde ortaya çıkan bazı belirgin işaretler arasında konuşmada gecikme, yeni kelimelerin öğrenilmesinde zorlanma, sağ-sol çeşitlilikte ve türleri ayırmada güçlük çekme gibi özellikler öne çıkıyor. Çalışmada, erken dönemde fark edilen belirtilerin, çocukların dil ve okumalarının geliştiğinden önce yapılan müdahalelerle büyük oran kontrol olarak alınabildiği vurgulanıyor.
Bilim insanları, disleksi riski, genetik faktörlerle ilgili olduğunu belirtmekte. Özellikle ailede disleksi geçmişi olan çocuklarda riskin daha yüksek olduğu ve bu çocukların okul öncesinden sökülmesinin gerektiği ifade ediliyor.
Uzmanlar, okul öncesi öğretmenleri ve bunların büyümesine dikkat ederek gerekli sıcaklık aralıklarını dil ve konuşma terapistleri ya da özel eğitimin aktarılmasının önemine dikkat çekiyor. Erken tanı sayesinde bireylerin bireysel eğitim programlarıyla temsil edilmesi ve böylece okuldaki güçlü bir başlangıç yapmalarının ayrılması.
Disleksiye erken müdahale, bireylerin yalnızca akademik hayatlarında değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerinde ve sosyal gelişiminde de olumlu etkiler yaratabiliyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)