Eğitim alanında hızla gelişen dijital dönüşüm, okullarda teknoloji kullanımını her geçen gün artırıyor. Günümüz pedagojisi, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin teknolojiyi eğitim süreçlerine etkili bir şekilde entegre etmeleri gerektiği anlayışını destekliyor. Bu durum, hem öğretim materyallerinin çeşitlenmesini sağlıyor hem de öğrenme metotlarını genişleterek kişiselleştirilmiş eğitim modellerine kapı aralıyor.
Yapılan araştırmalar, dijital araçların merkezi bir rol oynamaya başladığını ortaya koyuyor. Özellikle akıllı tahtalar, tabletler ve eğitim odaklı yazılımlar, sınıf ortamında öğretmenlerin işlerini kolaylaştırırken, öğrenciler için daha interaktif bir öğrenme deneyimi sunuyor. YÖK tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen geniş kapsamlı bir çalışmada, katılımcıların yüzde 78'inin teknoloji destekli eğitimin öğrenci başarısını artırdığına inandığı gözlemlendi. Ayrıca, bu çalışma teknolojik altyapının güçlü olduğu okullarda öğrencilerin daha yüksek akademik başarılar elde ettiğini vurguladı.
Ancak bu yaygın kullanımın beraberinde getirdiği bazı zorluklar da bulunuyor. Örneğin, teknolojiye aşırı bağımlılık, öğrencilerin sosyal etkileşim yeteneklerini olumsuz yönde etkileyebilirken; dijital cihazlarla uzun süre vakit geçirmek göz sağlığı sorunlarına yol açabiliyor. Bunun yanı sıra, kırsal bölgelerdeki olanakların sınırlılığı ve ekonomik koşullar, teknolojinin eğitimde eşit şekilde kullanılmasına engel olabiliyor.
(Özkan Güngörmez)