Bilim insanları tarafından yapılan birçok çalışma, düzenli olarak oruç tutmanın hücresel düzeyde onarım mekanizmalarını tetiklediğini ortaya koymuştur. Harvard Üniversitesi’ndeki bir araştırmada, oruç sırasında hücrelerin kendilerini onardığı ve hasarlı proteinlerin parçalanarak vücuttan atıldığı gözlemlendi. Aynı zamanda, bu süreçte "otofaji" adı verilen bir sistem devreye girmekte ve hücreler, zararlı unsurları temizleyerek yenilenmektedir.
Bunun yanı sıra, Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi’nin otofaji çalışmalarıyla 2016 yılında Nobel Tıp Ödülü kazandığını da belirtmek gerek. Ohsumi’nin araştırmalarına göre, uzun süreli açlık dönemleri vücudu enerji depolarını daha verimli kullanmaya zorluyor ve bu da toksinlerden arınmayı kolaylaştırıyor.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki oruç tutmak aynı zamanda inflamasyonu azaltarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Örneğin, New England Journal of Medicine adlı dergide yayınlanan bir inceleme makalesine göre, belirli aralıklarla yapılan oruç uygulamaları sadece toksinlerin atılmasına değil; diyabet, yüksek tansiyon ve obezite gibi kronik hastalıklarla mücadelede de faydalı görülebilir. Ancak bu etkilerin kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceği unutulmamalı.
Oruç deneyimi konusunda ise uzmanlar önemli bir uyarıda bulunuyor: Her sağlık durumuna uygun olmayabilir. Özellikle kronik rahatsızlıklara sahip bireylerin doktorlarına danışmadan oruç tutmamaları öneriliyor. Bunun yerine kişi, bilinçli bir şekilde, uygulanabilir bir oruç modeli seçebilir ve sağlık üzerinde olumlu etkileri maksimize edebilir.
(Dilvin Altıkardeş)