Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2022 yılında yayımladığı bir rapora göre, dünya genelinde yılda yaklaşık 56 milyon ölümden 40 milyonu palyatif bakım gerektiriyor. Bununla birlikte, yalnızca bu ihtiyacı olan bireylerin %14’ü gerekli hizmetlere erişim sağlayabiliyor. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde bu oran çok daha düşük seviyelerde kalıyor.
Araştırmalar, palyatif bakımın sadece hastalar için değil, aynı zamanda hasta yakınları üzerinde de olumlu etkileri olduğunu ortaya koyuyor. The Lancet Public Health dergisinde yayımlanan 2021 tarihli bir çalışmada, uygun palyatif bakımın psikolojik destek sağlama ve yas süreçlerini kolaylaştırma gibi aileler açısından da kritik roller üstlendiği vurgulanıyor. Çalışmada ayrıca, erken dönemde başlatılan palyatif bakım hizmetlerinin hastanede kalış sürelerini kısaltarak, sağlık sistemleri üzerindeki yükü azalttığı ifade ediliyor.
Palyatif bakım, daha çok ileri evredeki kanser hastalarına yönelik bir hizmet olarak algılansa da kapsamı bunun ötesine geçiyor. Kardiyovasküler, nörolojik ve solunum hastalıkları gibi birçok farklı kronik sağlık sorununda da bu tür bakımın etkin kullanımı mümkün. Ancak, toplumda palyatif bakım konusundaki farkındalık yetersizliği ve sağlık çalışanlarının bu alandaki eğitim eksikliği, önümüzdeki en önemli meydan okumalar arasında yer alıyor.
Pandemi döneminde palyatif bakım hizmetlerinin kritik önemi bir kez daha gözler önüne serildi. COVID-19’un yoğun semptom yönetimi gerektiren ağır seyirli vakalarında, palyatif bakım ekiplerinin üstlendikleri rol oldukça dikkat çekiciydi. Bununla birlikte, pandemiye hazırlıksız yakalanan bazı ülkelerde bu hizmetlerin yeterince sağlanamadığı veya göz ardı edildiği de raporlandı.
Geleceğe yönelik projeksiyonlar, dünya çapında palyatif bakıma duyulan ihtiyacın hızla artacağını işaret ediyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), 2050 yılına kadar 60 yaş üstü nüfusun iki katına çıkacağını öngörüyor. Bu demografik dönüşüm, kronik ve terminal hastalıkların görülme sıklığını artırarak palyatif bakım talebini çok daha görünür kılacak.
Uzmanlar, bu büyüyen ihtiyacı karşılayabilmek için hükümetlerin politikalarında öncelikli değişimler yapmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle düşük gelirli ülkelerde palyatif bakım hizmetlerinin genişletilmesi ve bu alandaki personel eğitimine yatırım yapılması gerektiği sıkça vurgulanıyor. Aynı zamanda toplumsal farkındalığın artırılmasına yönelik küresel kampanyalar düzenlemek de çözüm yollarından biri olarak öneriliyor.
(Ramazan Gültaş)