Rahim ağzı kanseri, rahmin alt kısmında bulunan ve vajinaya açılan serviks dokusunda meydana geliyor. En sık görülen nedeni ise insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu. Bu virüs, cinsel yolla bulaşan hastalıkların başında geliyor ve rahim ağzı kanseri vakalarının %99'undan fazlasında tespit ediliyor.
Rahim ağzı kanseri, genellikle 30-45 yaş arası kadınlarda daha sık görülüyor. Özellikle şu gruplar, daha yüksek risk altında:
-HPV enfeksiyonu olanlar
-Sigara içenler
-Bağışıklık sistemi zayıf olanlar
-Çok sayıda doğum yapmış kadınlar
-Erken yaşta cinsel ilişkiye başlayanlar
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), düzenli tarama testlerinin ve erken teşhisin rahim ağzı kanserine bağlı ölümleri %70 oranında azaltabileceğini belirtiyor. Pap smear ve HPV testleri, kanserin erken evrede tespit edilmesini sağlayarak tedavi şansını artırıyor. Türkiye'de Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen ücretsiz tarama programları, kadınların bu testlere daha kolay erişmesini amaçlıyor.
Uzmanlar, HPV aşısının rahim ağzı kanseriyle mücadelede devrim niteliğinde bir adım olduğunu söylüyor. Aşı, özellikle cinsel hayata başlamadan önce yapılan genç bireylerde en etkili sonuçları veriyor. DSÖ, HPV aşısının 9-14 yaş arasındaki tüm kız çocuklarına uygulanmasını öneriyor. Türkiye’de de HPV aşısının yaygınlaştırılması yönünde çalışmalar yapılıyor.
Düşük ve orta gelirli ülkelerde rahim ağzı kanseri, kadınlarda kanser kaynaklı ölümler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu ülkelerde tarama ve aşı programlarına erişim sınırlı olduğu için hastalık geç evrelerde tespit ediliyor. DSÖ, 2030 yılına kadar dünya genelinde rahim ağzı kanseri vakalarını %90 oranında azaltmayı hedefleyen bir strateji üzerinde çalışıyor.
Türkiye'de rahim ağzı kanseri farkındalık kampanyaları ve tarama programları yaygınlaşıyor. Aile Sağlığı Merkezleri’nde ücretsiz olarak sunulan Pap smear ve HPV testleri, erken teşhiste önemli bir rol oynuyor. Ayrıca, HPV aşısının sosyal güvenlik kapsamına alınması yönündeki çağrılar da gündemde.
(Dilvin Altıkardeş)