Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, şekerli içeceklerin tüketimi dünya genelinde artış göstermekte ve bu durum, özellikle gençler arasında endişe verici bir eğilim haline gelmektedir.
Araştırmalar, şekerli içeceklerin beyindeki ödül merkezlerini uyardığını ve bu uyarının, özellikle de yüksek şeker içeriğiyle birleştiğinde, alışkanlık haline gelmesine yol açtığını ortaya koyuyor. Amerikan Klinik Beslenme Dergisi'nde yayımlanan bir çalışmaya göre, şekerli içeceklerin düzenli tüketimi, kişinin bu içeceklere karşı tolerans geliştirmesine ve daha fazla tüketim isteği hissetmesine neden oluyor. Bu durum, yeme bozuklukları ve obezite riskini artırmakta.
Şekerli içeceklerin sağlığa olan zararları sadece fiziksel ile sınırlı kalmıyor. Chicago Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir araştırma, aşırı şeker tüketiminin depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlarla bağlantılı olduğunu göstermektedir. Ayrıca, şekerli içecekler ile birlikte alınan yüksek kalori, insülin direncini artırarak tip 2 diyabet riskini de yükseltiyor.
Diyetisyenler, şekerli içeceklerin azaltılması gerektiği konusunda hemfikir. Beslenme Uzmanı Dr. Ayşe Yıldırım, “Şekerli içecekler, kalori alımını artırırken besin değeri sunmaz. Bunun sonucunda, sağlıksız beslenme alışkanlıkları gelişir ve kilo kontrolü zorlaşır” diyor. Dr. Yıldırım, bu içeceklerin tüketiminin sınırlandırılması gerektiğini vurguluyor.
Uzmanlar, su, bitki çayları ve doğal meyve sularının, şekerli içecekler yerine tercih edilmesi gereken sağlıklı alternatifler olduğunu öneriyor. Ayrıca, evde hazırlanan içecekler ile hem maliyetin düşürülmesi hem de sağlıklı bir seçenek sunulması mümkün.
( Ayşe Candan )