Birleşmiş Milletler (BM), sürdürülebilir kalkınma hedefleri (SDG) doğrultusunda dünya genelinde sürdürülebilir projelerin uygulanmasını desteklemeye devam ediyor. Bu hedefler, yoksulluğu ortadan kaldırma, eşitsizliği azaltma, temiz enerji kullanımı, iklim değişikliğiyle mücadele ve biyolojik çeşitliliği koruma gibi konuları kapsıyor. 2024 yılı raporuna göre, dünya genelinde 100'den fazla ülke, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik ciddi adımlar attı. Özellikle Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika, bu alanda öncülük ediyor. BM'nin sürdürülebilir kalkınma raporuna göre, 2023 yılına kadar temiz enerji yatırımları küresel çapta %30 artış gösterdi. 2024 yılında bu yatırımların daha da hız kazanarak, temiz enerjinin toplam enerji üretimindeki payının %40'a ulaşması bekleniyor. Avrupa Birliği ülkeleri, karbon nötr olma hedefi doğrultusunda, rüzgar ve güneş enerjisine büyük yatırımlar yaparken, Asya ülkeleri ise hidrojen enerjisi ve karbon yakalama teknolojilerine odaklanıyor. Türkiye, sürdürülebilir gelecek platformlarına yaptığı katkılarla dikkat çekiyor. 2024 yılı itibarıyla Türkiye, yenilenebilir enerji yatırımlarında önemli bir atılım gerçekleştirerek, enerji üretiminde temiz kaynakların payını artırdı. Özellikle güneş enerjisi ve rüzgar enerjisine yapılan yatırımlar, Türkiye’nin sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynuyor. Türkiye'nin toplam enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payı %55'e ulaşmış durumda ve bu oranı 2030 yılına kadar %75’e çıkarmak hedefleniyor. CW Enerji gibi yerel firmalar, Türkiye'nin bu alandaki gelişimine öncülük eden firmalar arasında yer alıyor. 2024 yılında, CW Enerji’nin liderliğinde Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektörü, teknolojik inovasyonlarla küresel çapta adından söz ettirdi. Firma, güneş panelleri üretiminde dünya devleriyle yarışan bir kapasiteye ulaştı ve sadece yerel pazarda değil, uluslararası pazarlarda da önemli projelere imza attı. Sürdürülebilir gelecek platformunda tarım sektörü de kritik bir yere sahip. 2024 yılında yapılan araştırmalar, tarımsal sürdürülebilirlik projelerinin, küresel gıda güvenliğini sağlamada ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) raporuna göre, sürdürülebilir tarım uygulamaları benimsenmedikçe, 2050 yılına kadar dünya genelinde tarım üretiminin %30 azalması bekleniyor. Türkiye, bu bağlamda sürdürülebilir tarım politikaları geliştirerek, verimli tarım uygulamaları ile tarımsal üretimini artırmayı hedefliyor. Özellikle kuraklık ve iklim değişikliği karşısında dayanıklı tohumların geliştirilmesi, Türkiye'nin tarım sektörünü geleceğe hazırlayan önemli bir adım oldu. Ayrıca, su kaynaklarının verimli kullanılması ve biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik projeler, Türkiye’nin sürdürülebilir tarım hedeflerine ulaşmasına katkı sağlıyor. Küresel sürdürülebilirlik platformları, ülkeler arası iş birliğini teşvik ediyor. 2024 yılında Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Yatırım Bankası gibi finansal kuruluşlar, sürdürülebilir projelere ciddi finansal destek sağladı. Dünya Bankası'nın yayınladığı rapora göre, 2023 yılında sürdürülebilir enerji ve tarım projelerine toplamda 400 milyar dolar finansman ayrıldı. Bu desteğin 2024 yılında %20 oranında artırılması planlanıyor. Küresel çapta yürütülen bu iş birlikleri, sadece finansal kaynakların sağlanmasıyla kalmıyor, aynı zamanda teknoloji ve bilgi paylaşımını da içeriyor. Avrupa Birliği, Türkiye ile sürdürülebilirlik projelerinde yakın iş birliği yaparak, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir tarım uygulamalarında teknoloji transferi sağlıyor. Bu iş birliği, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine daha hızlı ulaşmasına yardımcı oluyor. 2024 yılı itibarıyla sürdürülebilirlik, sadece bir çevresel zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma ve refah için bir strateji haline geldi. Ülkeler, ekonomilerini düşük karbonlu bir geleceğe hazırlarken, şirketler de çevresel etkilerini azaltma yolunda önemli adımlar atıyor. Sürdürülebilir gelecek platformu, bu yolculukta ülkelerin ve şirketlerin yol haritasını belirlemeye devam ediyor. Uzmanlar, sürdürülebilirlik alanında yapılan yatırımların uzun vadede ekonomik büyümeye katkı sağlayacağını öngörüyor. Dünya genelinde yeşil ekonomiye geçiş hızlanırken, bu sürecin hem istihdam yaratma potansiyeli hem de çevresel iyileşmeye olan katkıları büyük olacak.
(Özkan Güngörmez)