ABD’deki ünlü bir üniversitede yapılan yeni bir araştırma, tok olmasına rağmen yemek yemeye devam etme davranışının, beyindeki belirli kimyasal değişikliklerden kaynaklandığını ortaya koydu. Araştırmada, aşırı yeme bozukluğu olan bireylerin beyinlerinde dopamin ve serotonin gibi nörotransmitterlerin düzensiz salgılandığı ve bu durumun kişilerin yemek yemeye devam etme isteğini tetiklediği belirlendi.
Bu kapsamlı araştırmaya 500’den fazla katılımcı dahil edildi. Katılımcılar arasında "tok olmalarına rağmen yemeye devam eden" bireylerin, diğerlerine kıyasla daha yüksek oranda stres, depresyon ve kaygı bozukluğu belirtileri gösterdiği ortaya çıktı. Ayrıca bu kişilerin, obezite riski taşıma oranlarının da diğer bireylere göre %30 daha fazla olduğu belirlendi.
Tokluk hissine rağmen yemek yeme isteği: Bireyler, doymuş olmalarına rağmen sürekli olarak yemek yemeye devam eder.
Kontrol kaybı hissi: Yemek yerken kendini durduramama ya da kontrol kaybı yaşama.
Suçluluk ve utanç duygusu: Aşırı yemekten sonra yoğun bir pişmanlık ya da utanma hissi yaşama.
Hızlı kilo alımı: Bu durum, özellikle bel ve karın bölgesinde yağlanmaya yol açabilir.
Aşırı yeme bozukluğu, yalnızca fazla kilo alımına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda kalp hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon ve sindirim problemleri gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir.
Yapılan araştırmada, aşırı yeme bozukluğu olan kişilerin beyinlerinde ödül sistemi ile ilgili bazı farklılıklar gözlemlendi. Özellikle dopamin hormonunun salgılanmasıyla ilgili bozukluklar, bu bireylerde yemek yemenin haz verici bir eylem olarak algılanmasına yol açıyor. Bu da, tok olunmasına rağmen yemek yeme isteğinin sürmesine neden oluyor.
Ayrıca, stres ve depresyon gibi durumların beyindeki nörotransmitter dengelerini değiştirdiği ve bunun da aşırı yeme davranışını tetiklediği belirtildi. Uzmanlar, bu bozukluğun genetik yatkınlıkla da bağlantılı olabileceğini belirtiyor.
Aşırı yeme bozukluğunun tedavisinde uygulanan başlıca yöntemler arasında Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT) ve bazı antidepresan ilaçlar yer alıyor. Bilişsel Davranışçı Terapi, kişinin yemek yeme davranışlarını kontrol altına almasına ve stresle başa çıkma becerilerini geliştirmesine yardımcı oluyor. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivitenin ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının benimsenmesi de bu bozuklukla mücadelede önemli bir rol oynuyor.
(Dilvin Altıkardeş)