Türkiye'de her yıl 10 bin kişiye lenfoma tanısı konuluyor

 Türkiye'de her yıl yaklaşık 10 bin kişide lenfoma tanısı konuluyor. Kanser türleri arasında önemli bir yer tutan lenfoma, lenfatik sistemdeki değişim kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkıyor. Hem Hodgkin hem de Non-Hodgkin olmak üzere iki ana kategoride depolanan lenfoma, yaş grubunda görülebilmesine rağmen özellikle ileri yaşlarda daha sık rastlanıyor. Uzmanlar, erken teşhisin bu hastalıkla mücadelede kritik bir rol oynadığını vurgularken, tedavi sürecinde yeni umut gelişmeleri vadediyor.

Haber Giriş Tarihi: 15.09.2024 16:19
Haber Güncellenme Tarihi: 15.09.2024 16:19
https://sehirmedya.com/

 Dünya genelinde lenfoma vakalarının arttığı bilinirken, Türkiye'de de benzer bir tablo söz konusu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, her yıl 10 bin kişide lenfoma tanısı konuluyor. Bu durum, lenfomanın Türkiye'de en yaygın görülen kanser türlerinden biri olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle Non-Hodgkin lenfomanın, Hodgkin'e göre daha yaygın olduğu görülmekte. Lenfoma, diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken teşhis edilebilir bir tedavi olasılığıdır. Ancak özellikleri genellikle kavrama benzerleriyle karıştığı için hastalıklı ileri evrelere kadar fark edilebiliyor. Bu noktada geçici çalışmalar ve rutin kontroller büyük önem taşıyor. Lenfomanın en yaygın belirtileri arasında boyun, koltuk altı ve kasık bölgesindeki yoğun yoğunluklar, sürekli yorgunluk, gece hareketleri, ani kilo kaybı ve sürekli ateş yer alıyor. Son yıllarda lenfoma tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedildi. Kemoterapi, radyoterapi ve biyolojik tedaviler geleneksel tedavi yöntemleri arasında yer alan, immünoterapi ve hedefe yönelik tedavi gibi yeni tedaviler, tedavi yöntemleri artırılıyor. İmmünoterapi, tedavi rejimi kansere karşı daha güçlü bir yanıt vermesini sağlarken, hedefe yönelik, kanserli bölgelere spesifik özelliklere odaklanarak daha az yan etkiyle etkili sonuçların alınmasını mümkün kılıyor. Sağlık Bakanlığı hizmetlerine göre, lenfoma tedavisi gören hastaların yaklaşık %70'i tedavi olumlu yanıtlar veriyor. Ancak ileri evrede teşhis konulan tedavi süreci daha karmaşık ve zorlu olabiliyor. Türkiye Kanser Enstitüsünün son raporuna göre, Türkiye'deki lenfoma tedavi merkezleri, modern tedavi yöntemlerine bakış açısından dünya standartlarını yakalamış durumda. Lenfomanın kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli risklerin gelişiminin gelişmesi düşünülüyor. Bağışıklık sistemi bozuklukları, bazı viral durumlar (örneğin, Epstein-Barr virüsü), bağlantısız baskılayıcı ilaç kullanımı, kimyasal maddelere maruz kalma ve ailede lenfoma geçmişi, genel risk faktörleri arasında sayılıyor. Uzmanlar, sağlıklı bir yaşam tarzının ve iyileşme sisteminin, güçlü yırtılmanın lenfomadan korunmada etkili olabileceğini belirtiyor. Düzenli egzersiz yapmak, düzenli beslenme, stresten uzak durmak ve zararlı kimyasallardan çözümlemek, sistemin iyileştirilmesine yardımcı olan unsurlar arasında yer alır.

(Sercan Uslubaş)