
Yeşil binalar, enerji verimliliği, su tasarrufu ve sürdürülebilir malzeme kullanımı gibi kriterlere göre tasarlanan yapılar olarak öne çıkıyor. Bu yapıların çevresel etkilerinin diğer binalara kıyasla çok daha düşük olması ve uzun vadede maliyet tasarrufu sağlaması, son yıllarda Türkiye’deki inşaat projelerinde bu konsepti önemli bir faktör haline getirdi. Örneğin, bir araştırmaya göre Türkiye genelinde sertifikalandırılmış yeşil binaların oranı son beş yılda yüzde 150'nin üzerinde bir artış gösterdi.
Uzmanlar bu artışın birkaç temel sebebi olduğu konusunda hemfikir. İlk olarak, uluslararası standartlara uygun yeşil bina sertifikasyon sistemlerinin Türkiye'de yaygınlaşmaya başlaması, bu alanda farkındalığı artırdı. LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) ve BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method) gibi sertifikalar, projelerin enerji ve çevre dostu olup olmadığını belgelemek için tercih ediliyor. Son dönemde ülke çapında bu sertifikalara sahip konut, iş merkezi ve alışveriş merkezi gibi projelerin fazlalaştığı görülüyor.
İkinci olarak, devlet teşvikleri ve düzenlemeler yeşil bina yatırımlarını cazip hale getiriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yenilebilir enerjiye yönelik destekleri ve çevresel yapı standartlarına uyum zorunluluğu, sektörün bu yönde ivme kazanmasına önemli katkılar sağladı. Ayrıca, bireysel tüketicilerin çevre bilinci yüksek evler tercih etmesi de bu talebi artıran bir başka faktör.
Yeşil bina projelerindeki artışın ekonomik açıdan sektöre katkıları ise göz ardı edilemeyecek düzeyde. Araştırma sonuçlarına göre, yeşil binalar yüzde 30’a varan enerji tasarrufu sağlamaları nedeniyle hem yatırımcıya hem de kullanıcıya uzun vadede ciddi maliyet avantajları sunuyor. Ayrıca bu yapılar, enerji kaynaklarını verimli kullanarak sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlarken, küresel iklim değişikliği ile mücadelede de kritik bir role sahip.
Tüm bu gelişmelere rağmen, yeşil bina uygulamalarda bazı zorlukların varlığı da göze çarpıyor. Yüksek başlangıç maliyetleri, yeterli uzmanlık eksikliği ve sürdürülebilir malzeme teminindeki kısıtlar bazı projelerde süreci yavaşlatabiliyor. Ancak araştırmalar, bu sorunların hükümet destek programları ve eğitim olanakları ile aşılabileceğini gösteriyor.
(Ayşe Candan)