Araştırmalar, yerel üretimin yalnızca ekonomik kalkınmaya değil, aynı zamanda istihdamın artırılmasına ve tedarik zincirindeki risklerin azaltılmasına da katkı sağladığını ortaya koyuyor. Yayımlanan bir rapora göre, yerli üretim hamleleriyle Türkiye’nin dış ticaret açığında hissedilir bir iyileşme sağlanmış durumda. Örneğin, savunma sanayisi ve elektrikli otomobil sektöründe yapılan yatırımlar, dünyada ilgi uyandıran yeniliklerle öne çıkıyor. TOGG gibi projeler yerel kaynakların kullanımına yönelik başarılı örneklerden biri olarak lanse ediliyor.
Uzmanlar bu gelişmelerin, sadece ekonomik fayda sağlamakla kalmayıp Türkiye’nin uluslararası arenadaki prestijini de pekiştirdiğini savunuyor. Ancak yerli üretimde hala karşılaşılan zorluklar var. Özellikle finansman, teknoloji transferi ve hammadde maliyetleri gibi unsurlar, bu alandaki projelerin sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynuyor. Bu noktada, özel sektör ile kamu iş birliğinin artırılması gerektiği vurgulanıyor.
Halkın yerel ürünlere yönelmesinin de bu girişimlere büyük katkı sağladığı belirtiliyor. Son yapılan tüketici araştırmalarına göre Türk halkının yüzde 68’i, piyasada yerel ürünlerin bulunabilirliğinin artmasından olumlu etkilendiğini belirtiyor. Buna ek olarak, çevresel farkındalığın artmasıyla birlikte sürdürülebilir üretim yöntemlerine olan talep de büyüyor.
(Ramazan Gültaş)