Türkiye, dijital dönüşüm sürecinde hızla ilerlerken, bu süreci desteklemek ve geleceğin teknolojilerine hazırlanmak amacıyla çeşitli girişimler hayata geçiriliyor. Bu girişimlerin başında, Yapay Zeka ve Teknoloji Akademisi geliyor. Akademi, Türkiye’nin dijital dönüşümünü hızlandırmak ve yapay zeka alanında yetkin bir iş gücü yetiştirmek için önemli adımlar atıyor.
Dijital dönüşüm, ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişimlerinde büyük rol oynayan bir süreç haline gelmiştir. Özellikle yapay zeka, verimliliği artırarak sektörlerin işleyişini kökten değiştirmekte ve yeni iş modelleri yaratmaktadır. Türkiye de bu küresel trendi yakalamak için dijital altyapısını güçlendiriyor ve dijitalleşme konusunda stratejik planlar geliştiriyor. Yapay Zeka ve Teknoloji Akademisi, bu stratejilerin merkezinde yer alarak, geleceğin dijital ekonomisinin temellerini atmaktadır.
Yapay Zeka ve Teknoloji Akademisi, yapay zeka, veri bilimi, büyük veri, makine öğrenimi ve diğer ileri teknolojilerde eğitim vermek üzere kurulan bir platformdur. Akademi, özel sektörden ve akademik çevrelerden gelen uzmanlarla çalışarak, öğrencilere, girişimcilere ve profesyonellere yönelik eğitimler ve sertifikasyon programları sunmaktadır. Türkiye’de yapay zeka alanındaki bilgi eksikliğini kapatmayı amaçlayan akademi, aynı zamanda bu alandaki yenilikçi projelere öncülük etmektedir.
Akademi bünyesinde yapılan araştırmalar, Türkiye’nin dijital dönüşümüne büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle, üretim, sağlık, tarım ve finans gibi kilit sektörlerde yapay zeka uygulamaları üzerine yapılan projeler dikkat çekmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre, yapay zeka teknolojilerinin Türkiye ekonomisine 2030 yılına kadar 150 milyar dolarlık bir katkı sağlayabileceği öngörülmektedir. Bu katkı, hem üretimdeki verimlilik artışından hem de yeni iş modellerinin yaratılmasından kaynaklanacaktır.
Örneğin, sağlık sektöründe yapay zeka tabanlı tanı sistemleri, hastalıkların erken teşhisini mümkün kılarken, tarım sektöründe yapay zeka destekli verimlilik araçları, ürün kalitesini artırmakta ve israfı azaltmaktadır. Bu gelişmeler, Türkiye’nin küresel rekabette daha güçlü bir konuma gelmesine katkıda bulunmaktadır.
(Fatma Hatun Altıkardeş)