Tat duyusu ve damak zevki, bireylerin bazı yiyecekleri tercih etmesinde önemli bir rol oynar. Araştırmalar, bazı genetik varyasyonların tat duyarlılığını etkilediğini gösteriyor. Örneğin, TAS2R38 adı verilen gen, acı tatları algılamada rol oynar. Bu gende belirli varyantlara sahip bireyler, brokoli ve karnabahar gibi acımsı tada sahip sebzeleri daha yoğun algılar ve bu sebzelere karşı daha fazla kaçınma eğiliminde olabilir. Bu nedenle, bazı bireyler doğuştan itibaren belirli yiyeceklere daha az yatkın olabilir.
Genetik miras, aileden alınan alışkanlıkları da kapsar. Araştırmalar, ebeveynlerin yemek seçimlerinin çocuklarına etki ettiğini ve genetik yatkınlıkla beraber beslenme alışkanlıklarının da nesiller boyunca aktarıldığını ortaya koymuştur. Örneğin, ebeveynleri yemek seçici olan çocukların da benzer bir eğilim sergileme olasılığı yüksektir. Yapılan araştırmalarda, yemek seçme davranışının yaklaşık %50 oranında genetik faktörlere bağlı olabileceği saptanmıştır.
Genetik yatkınlığın yanı sıra, psikolojik ve çevresel etkenler de yemek seçme davranışında rol oynar. Örneğin, çocukken yemek yeme konusunda zorlanmış bireyler, ilerleyen yaşlarda belirli yiyeceklere karşı daha seçici olabilir. Bununla birlikte, sosyal ve kültürel alışkanlıklar da genetik etkenlerle birleştiğinde yemek tercihlerini etkileyebilir.
(Dilvin Altıkardeş)