Bu uygulamaların sunduğu kolaylıklar ve hızlı erişim, sağlıksız beslenme alışkanlıklarını da beraberinde getiriyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, yemek siparişi uygulamalarının yaygın kullanımı ile obezite riskinin arttığını ortaya koyuyor.
Gıda siparişi uygulamaları, kullanıcıların restoran menülerine kolayca erişmesine olanak tanıyarak, yemek seçimlerini hızlı ve pratik bir hale getiriyor. Ancak, bu kolaylığın arkasında, fast food ve kalorisi yüksek yiyeceklere olan yönelimin artması gibi sağlık açısından riskli durumlar yatıyor. Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics'te yayımlanan bir araştırma, yemek siparişi uygulamaları kullanıcılarının, bu uygulamaları kullanmayanlara göre daha yüksek kalorili, yağ ve şeker oranı yüksek yiyecekler tüketme eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor.
Yeni yapılan bir çalışma, yemek siparişi uygulamalarının kullanımının artmasıyla obezite oranları arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösteriyor. Birleşik Krallık'ta yapılan bu araştırmada, düzenli olarak yemek siparişi veren bireylerin, evde yemek yapanlara göre daha yüksek vücut kitle indeksine (BMI) sahip olduğu tespit edilmiştir.
Yemek siparişi uygulamalarını kullanan bireylerin, tek bir öğünde aldıkları kalori miktarı, evde yemek yapanlara kıyasla %25 daha yüksek. Sipariş edilen yiyeceklerin çoğunluğu, işlenmiş gıdalar ve fast food ürünlerinden oluşuyor. Bu yiyecekler, genellikle yüksek doymuş yağ, şeker ve tuz içeriyor. Yemek siparişi uygulamalarının kolaylığı, insanların yemek hazırlamak için harcadıkları zamanı ve enerjiyi azaltıyor, bu da daha az fiziksel aktivite anlamına geliyor.
Diyetisyenler ve sağlık uzmanları, yemek siparişi uygulamalarının aşırı kullanımının, özellikle de sağlıksız yiyeceklerin tercih edilmesi durumunda, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtiyor.
Uzmanlar, yemek siparişi uygulamalarını kullanırken daha sağlıklı seçenekler tercih edilmesini, porsiyon kontrolüne dikkat edilmesini ve fiziksel aktivitenin ihmal edilmemesini öneriyor. Ayrıca, evde yemek yapmanın sağlık açısından daha güvenli ve sürdürülebilir bir alışkanlık olduğu konusunda uyarılarda bulunuyorlar.
(Dilvin Altıkardeş)